7 Temmuz 2011 Perşembe

KOMEDİ DÜKKANI SİVAS'TA


Son günlerin en önemli olayı şüphesiz şike soruşturması. Futbolla çok içli dışlı olsam da yargı süreci sonuçlanana kadar müdahil olmak istemediğim bu olayda öylesine ilginç sahneler yaşanıyor ki, Komedi Dükkânı’na konu olacak cinsten. En azından şu aşamada yargı sürecini ilgilendirmeyen boyutuna bakmakta fayda var. Eskişehirspor’un bu olayda yönetim kurulu bazında hiç adı geçmiyor. Eskişehirspor yönetimi biraz da suçsuzluklarını ispatlamak, “Biz tertemiziz, suçumuz yok” diyebilmek adına Bülent Uygun, Ümit Karan ve Mehmet Yıldız ile yollarını ayırdı, hem de Mehmet Yıldız salıverilmesine karşın.

Dediğim gibi Eskişehirspor’un bu yaptığını anlamlandırmak bir yere kadar mümkün. Ancak asıl Komedi Dükkânı ise bugün Sivasspor’da yaşandı. Tutuklanan kaleci Korcan Çelikay’ın sözleşmesinin feshedildiği haberi geldi. Ancak unutulan nokta Sivasspor’un yönetim kurulu bazında(Başkan Otyakmaz) soruşturmanın içinde. Kendi kulüp başkanları için de tutuklama kararı çıkarılmışken Korcan’ın sözleşmesini feshetmek tam olarak ne anlama geliyor? Mecnun Otyakmaz hakkında Sivasspor’dan gelecek açıklamaları merakla beklemekteyim. Acaba Mecnun Otyakmaz’ın da sözleşmesi feshedebilecek mi?

6 Temmuz 2011 Çarşamba

ALTYAPI BİR FELSEFEDİR


Futbolda altyapının tam anlamıyla bir felsefe olduğuna inanırım. Bunun en güzel örneğini şu anda altyapının başkenti olan Barcelona’da gördük bu sezon. Çok stresli maçlar oynayarak La Liga’da şampiyonluğa ulaşan Barcelona’da ilk 11’den 8 oyuncu (Valdes, Puyol, Pique, Busquets, Iniesta, Xavi, Pedro ve Messi) Barca’nın altyapısı La Masia’da yetişmiş durumda. İşte bu Barcelona La Liga’nın en centilmen takımı olarak Fair-Play ödülünü almayı başardı.

Liga Adelante olarak adlandırılan İspanya 2.Ligi’nde mücadele eden ve hemen tamamı La Masia çıkışlı olan Barcelona B Takımı da Liga Adelante’de başa güreşmesine ve tansiyonu yüksek maçlar oynamasına karşın Fair-Play ödülünü kimseye kaptırmadı. Bu iki örnek dahi futbolda altyapının felsefe olduğunu, oyunculara altyapıda sadece futbolun değil, insanlığın da öğretildiğinin bir göstergesi.

Son olarak, konuyu Türkiye’de altyapı dendiğinde akla gelen ilk mekân olan ancak son yıllarda rakibin genç oyuncuların tartaklanmanın da ötesinde dövüldüğü Florya’ya getirelim. Geçmişte gençlerin sadece futbol hayatının değil, hayatının merkezi olan Florya’nın geri gelmesi ve buradan çıkan ürünlerin Galatasaray terbiyesi ile yoğrulmasını dört gözle bekliyorum.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

CİDDEN PERİ BUNLAR


Hiç de iyi başlanmayan bir turnuva ve açıkçası çok da umut vaat etmeyen maçlardan sonra finale kadar yürüyen bir Kadın Basketbol Milli Takımı. Özellikle ilk grup aşamasında Rusya ve Litvanya’ya iyi oynamayarak yenilen ve kendisine göre oldukça zayıf Slovakya’yı yenerek kendisini 2.grup aşamasına atan Milliler burada kendisini yavaş yavaş bulmaya başladı ve güçlü Çek Cumhuriyeti’ne yenilse de aşağı yukarı benzer kalitede olan Büyük Britanya ve Belarus’u yendi ve çeyrek finale çıktı.

Şampiyonluğun ciddi favorisi olmayan takımlar bu yolda yürüyebilmek için son derece koordine bir takım oyununun üstüne her maçta farklı yıldızlar çıkarmak zorunda. İşte Potanın Perileri, geride kalan maçlarda, her maç süper olan Birsel Vardalı’nın yanına maç maç Şaziye İvegin, Nevriye Yılmaz, Tuba Palazoğlu ve Nevin Kristen Nevlin’i eklemeyi başararak finale yükseldi.

Elbette bu final bizim takımımızı rehavete sokmamalı, kapasitemizi olduğundan fazla hissettirmemeli. Çok ciddi takım savunması, her anlamda yardımlaşma, az sayıda yıldız oyuncu, çok çok iyi bir koç ve gelen final. Finalde oynayacağımız Rusya ile gruplar aşamasında karşılaştık ve fark yediğimiz ilk periyot dışında tüm periyotlarda da skor anlamında üstünlük bizdeydi. Dolayısıyla bu, finalde de ciddi bir şansımız olduğunun göstergesi. Olimpiyat elemelerine katılmayı çoktan garantileyen, şampiyon olursa Olimpiyat’a direk katılacak olan Periler’in, 2 kez finale gelen ancak altına ulaşamayan Erkek Milli Takımımızın şanssızlığını kırarak şampiyon olması en büyük dileğimiz.