25 Şubat 2011 Cuma

CENK TOSUN TÜRKİYE DEDİ

Türkiye ile Almanya arasında adeta bir savaşa dönüşen A Milli Takımlar’a oyuncu kapma sürecinde futbol tabiriyle son golü Türkiye attı. Bu Ocak ayı transfer döneminde Eintracht Frankfurt’un ikinci takımından Gaziantepspor’a transfer olan ve gelir gelmez gollerine başlayan Cenk Tosun Türkiye A Milli Takım’ı için oynayacağını bugün itibariyle deklare etti.


Aslında Cenk Tosun, tıpkı Mehmet Ekici örneğinde olduğu gibi, Almanya’da doğup büyüyen ve Genç Milli seviyelerde Almanya formasını giymiş bir oyuncu. Genç Milli Takımlar’da 24 kez forma giyip 13 gol atan Cenk, Alman Ümit Milli Takımı adına da 2 maçta 1 gol atma başarısı göstermişti.

Bu oyuncuların Milli Takım’ımıza kazandırılması geleceğimiz için büyük önem taşıyor. Geçmişte yaşadığımız Serdar Taşçı, Mesut Özil, İlkay Gündoğan gibi Almanya’yı seçmiş futbolcularımızın sayısının artmaması için TFF elinden geleni yapmaya çalışıyor, daha fazlasını da yapmalıdır.

Cenk’in A Milli Takım’a verebileceklerine gelirsek, uzun vadede Türkiye için oldukça verimli olacak bir oyuncu. Hatta ülkemizin şu anda dahi ileri uçta ciddi sıkıntıları olduğunu göz önüne alırsak 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’na giden yolda Guus Hiddink’in önemli silahlarından birine dönüşürse kimsenin şaşırmaması gereken bir isim. Hava toplarında etkili, driplingi olan, hepsinden önemlisi gol atmayı bilen bir oyuncuyu kazandığımız için emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekli.

Tabii ki bu savaş tüm hızıyla sürecek. Almanya ile yapılan bu savaşta ilk cephe Ömer Toprak olacak gibi. Her daim en önemli sorunumuz olan defans bölgesi için şu anda Ömer’den daha iyi bir alternatif bulamayacağımız gerçeği, bu mücadeleye ne kadar önem vermemiz gerektiğinin çok net bir göstergesi. Menajeri tarafından yalanlansa da ara sıra Ömer’in Türk Milli Takımı’nı seçeceğine dair haberler çıkıyor ki, bu benim Ömer için umudumu artıran faktörlerden bir tanesi.

19 Şubat 2011 Cumartesi

2013 U20 DÜNYA KUPASI İÇİN ADAYIZ


2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nı düzenleme hakkını Fransa’ya kaptırarak ülkemizde futbolun kurumsal olarak ciddi anlamda sınıf atlaması şansını yitirmiştik. Bu şampiyonayı düzenleme hakkıyla birlikte yeni statlar yapılacak, turnuvanın düzenleneceği şehirler çok daha geniş çevresel ve konaklama imkânlarına sahip olacaktı. Tabii ki daha sonraki Avrupa Futbol Şampiyonaları ve bu gelişimin getireceği ivmeyle akabinde Dünya Kupaları için Türkiye’nin aday olduğu gerçeği halen önümüzde duruyor. Tüm bunlarla birlikte Futbol Federasyonu’nun sadece büyük turnuvalar için değil, yine ülke futbolunun gelişimine büyük katkı verebilecek 2013 20 Yaş Altı Dünya Kupası için de başvurduğunu görmek açıkçası oldukça memnuniyet verici bir durum.

2013 20 Yaş Altı Dünya Kupası’nı düzenlemek adına Özbekistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte 3 adaydan biri konumundayız. İlk etapta diğer adaylardan önde olduğumuz düşünülebilir ama FIFA’nın son Katar tercihinde de net olarak gördüğümüz üzere her ülke FIFA’yı ikna edecek argümanları sunduğu takdirde bu tarz turnuvaları düzenleme hakkına sahip olabiliyor. Dünya Kupası gibi futbolun en büyük organizasyonunda dahi “tartışmalı” karar vermekten çekinmeyen FIFA’nın 20 Yaş Altı’nda böyle bir karar veremeyeceğini düşünmek komik olur. Dolayısıyla adaylık süreci son derece ciddiye alınmalı, turnuva hiçbir ülke için asla çantada keklik değil.

TFF bu turnuva için 10 şehir ve 13 stat belirledi. İstanbul, İzmir, Bursa, Gaziantep, Antalya, Manisa, Kayseri, Rize, Şanlıurfa ve Trabzon aday şehirlerimiz durumunda. Ankara’nın olmaması hemen herkesin dikkatini çekecektir diye düşünüyorum. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, twitter sayfasından yayınladığı kadarıyla mevcut federasyonun bu organizasyonu düzenleyemeyeceğini düşündüğünü, ülkemizin rezil olmasını istemediği için gerekli evrakları imzalamadığını deklare etti. Tabii ki olayın bu kadar basit olmadığı, federasyon ile Gökçekler arasındaki husumetin başlangıç noktası olan Ankaraspor’a kadar dayandığı apaçık. Kim haklı kim haksız bu kişilere göre değişebilir ama ortada bir gerçek var ki eğer bu organizasyonu kazanırsak Ankara maalesef dışarda kalacak.

Turnuvayı düzenlememiz bu turnuvaya katılmakta zorlanan 20 Yaş Altı Milli Takımımız adına da oldukça önemli bir husus. Yine düzenlemeyi çok istediğimiz büyük turnuvalar için bir hazırlık süreci olacağı da aşikâr. Kısacası ülkemizin, kazananı Mart ayının hemen başında açıklanacak bu dönemi çok çalışarak ve FIFA üyelerini etkileyerek geçirmesi gerekiyor. Daha önce Messileri, Adrianoları, Saviolaları, Prosineckileri yıldız olarak dünya futboluna armağan eden bu turnuvada geleceğin yeni starlarını 2013 yılında Türkiye’de görmeyi dört gözle bekliyoruz.

Not: Son dönemde blogu ihmal ettiğimin farkındayım ancak Genel Yayın Yönetmenliği'ni yürüttüğüm GazeteBilkent'in sistemin oturması sürecini geçirdiğini belirtmek istiyorum. Gazetemizi oturtur oturtmaz bloga kesinlikle eskisi kadar vakit ayıracağım.