Büyük final geldi çattı. Aslında bu maç Sir Alex Ferguson ve Josep Guardiola haricindekiler için Manchester United - Barcelona maçından öte Lionel Messi - Cristiano Ronaldo karşılaşması. 2 yıldız şu anda neredeyse tüm otoriteler tarafından en iyi 3 futbolcudan 2'si olarak gösteriliyor(Steven Gerrard'ın hakkını teslim edelim). İkisinin de dünyanın her ülkesinde hayranları var. Bu iki oyuncu hakkında kısa bilgilerle başlayalım.
Lionel Messi: Arjantinli bir ailenin çocuğu olan ve 1987 yılında dünyaya gelen Messi sanılanın aksine futbola Barcelona'da başlamadı. Ariel Ortega'nın Fenerbahçe'den sonraki takımı Newell's Old Boys alt yapısında futbola başlayan Messi, vücudunda büyüme hormonu eksikliği ortaya çıkınca çareyi Arjantin'i terk etmekte buldu. Ona en iyi tedavi imkanlarını ve futbol geleceğini vaat eden Barcelona kulübünü seçti. Barca alt yapısına bu şekilde katıldı. Barca'ya geldikten tedavisine ara vermeksizin devam ederken futbolunu geliştirmeyi de ihmal etmedi. Her ne kadar küçük yaşlarda İspanya'ya gelmiş ve vatandaşlık almış olsa da milli takım için aklında hep Arjantin vardı. Aslında dünya futbol sahnesine de ilk olarak Tangocuların formasıyla çıktı. 2005 yılında Hollanda'da düzenlenen U20 Dünya Kupası'nda Arjantin'in şampiyonluğunda en büyük pay sahibi olmasının yanında en iyi oyuncu ve gol krallarına verilen Altın Top ödülünü de kazandı. Artık Barceona takımında da söz sahibiydi. Bu turnuvanın hemen ardından 2005-2006 senesinde formayı sırtına geçirmişti. Yine hemen bu turnuvadan sonra 2005 Ağustos'ta da Arjantin Milli Takım'ına çağrıldı. Her ne kadar ilk maçında oyuna girdikten 40 saniye sonra kırmızı kart görse de o artık Arjantin'in en büyük umuduydu. 2006 Dünya Kupası kadrosunda da kendine yer buldu. Bu zamandan sonra Messi sürekli özelliklerini geliştirdi ve artık küçük çocukluktan takım liderliğine geçişte baya yol aldı. Barca'da kazandığı 2006 Şampiyonlar Ligi, 2006 ve 2009 Lig Şampiyonlukları gibi büyük başarıları var.
Cristiano Ronaldo: Portekizli ve 1985 doğumlu olan Cristiano Ronaldo CD NAcional takımında oynadıktan sonra Portekiz'in en ünlü kulüplerinden Sporting Lizbon'da profesyonel oldu. Aynı sezonda takımın 16 Yaş Altı, 17 Yaş Altı, 18 Yaş Altı ve A Takımlarında oynayan ilk ve tek sporcu oldu. O zamanki Liverpool menajeri Gerard Houllier'in dikkatini çeken bu yetenekli çocuk, Liverpool yönetiminin yaşının çok genç olması sebebiyle veto edildi. 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası için yapılan Jose Alvalade Stadı'nın açılış maçı olan Sporting Lizbon - Manchester United maçında 2 gol atarak yıldızlaştı ve başta kaptan Gary Neville ve diğer ManU oyuncularının Ferguson'a ilk kez bir oyuncunun transferi için öneri yapmalarını sağladı. Bu şekilde Manchester United'a geçti. Manchester'a geldikten sonra tamamen dünyanın gözü önünde olan Ronaldo'nun yaptıklarını biliyoruz. Takımının 2007, 2008 ve 2009'da kazandığı Lig ve geçen sene ki Şampiyonlar Ligi şampiyonluklarında çok büyük bir paya sahip. Geçen sene Premier Ligin 31 golle gol kralı. Ayrıca Portekiz Milli Takımı'nın 2004 Avrupa Şampiyonası finalisti ve 2006 Dünya Kupası yarı finalisti olmasında çok etkin bir oyuncu.
Bütün bunları başarmış oyuncuların en iyi olarak gösterilmesi şüphesiz çok gerçekçi. Cristiano Ronaldo öldürücü deparları, kafa vuruşları, uzaktan attığı inanılmaz şutlar ve nasıl vurduğu gerçekten belli olmayan bitirici frikikleriyle izlemesi büyük zevk olan bir oyuncu. Artık olgunlaşması sayesinde eskiden çok fazla yaptığı rakibi küçük düşürücü makas hareketlerini ve buna benzer çalımları o kadar denemediğini de söyleyebilirim. Lionel Messi ise varisi olarak gösterildiği Maradona'nın en ünlü 2 hareketini şimdiden yaptı. 1986 Dünya Kupası yarı finalinde İngiltere'ye karşı 2 inanılmaz gol atmıştı Maradona. Biri orta sahadan aldığı topla herkesi geçerek gol, diğeri de elle gol. Messi bunların aynısını şimdiden başardı. Yani bundan sonrakiler Maradona'nın üstüne koydukları. Şaka bir yana Messi inanılmaz dribbling ve çalım kabiliyetinin yanına muhteşem asistleriyle ispatladığı pas verme yeteneğini de koymuş durumda. Golcülükte de ne kadar başarılı olduğunu bu sezon ligde oynadığı 31 maçta attığı 23 golle gösterdi. Birebirde Messi'yi durdurmanın en iyi yolunun faul yapmak olduğu artık herkes tarafından biliniyor.
Bu ikisi arasındaki karşılaştırmalar uzun zamandır yapılıyor ve görünüşe bakılırsa bir 10 sene daha yapılacak. Bana kalırsa Messi'nin normal bir insan ve oyuncu kabul etmezsek, Cristiano Ronaldo dünyanın en iyisi...
Cristiano Ronaldo: Portekizli ve 1985 doğumlu olan Cristiano Ronaldo CD NAcional takımında oynadıktan sonra Portekiz'in en ünlü kulüplerinden Sporting Lizbon'da profesyonel oldu. Aynı sezonda takımın 16 Yaş Altı, 17 Yaş Altı, 18 Yaş Altı ve A Takımlarında oynayan ilk ve tek sporcu oldu. O zamanki Liverpool menajeri Gerard Houllier'in dikkatini çeken bu yetenekli çocuk, Liverpool yönetiminin yaşının çok genç olması sebebiyle veto edildi. 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası için yapılan Jose Alvalade Stadı'nın açılış maçı olan Sporting Lizbon - Manchester United maçında 2 gol atarak yıldızlaştı ve başta kaptan Gary Neville ve diğer ManU oyuncularının Ferguson'a ilk kez bir oyuncunun transferi için öneri yapmalarını sağladı. Bu şekilde Manchester United'a geçti. Manchester'a geldikten sonra tamamen dünyanın gözü önünde olan Ronaldo'nun yaptıklarını biliyoruz. Takımının 2007, 2008 ve 2009'da kazandığı Lig ve geçen sene ki Şampiyonlar Ligi şampiyonluklarında çok büyük bir paya sahip. Geçen sene Premier Ligin 31 golle gol kralı. Ayrıca Portekiz Milli Takımı'nın 2004 Avrupa Şampiyonası finalisti ve 2006 Dünya Kupası yarı finalisti olmasında çok etkin bir oyuncu.
Bütün bunları başarmış oyuncuların en iyi olarak gösterilmesi şüphesiz çok gerçekçi. Cristiano Ronaldo öldürücü deparları, kafa vuruşları, uzaktan attığı inanılmaz şutlar ve nasıl vurduğu gerçekten belli olmayan bitirici frikikleriyle izlemesi büyük zevk olan bir oyuncu. Artık olgunlaşması sayesinde eskiden çok fazla yaptığı rakibi küçük düşürücü makas hareketlerini ve buna benzer çalımları o kadar denemediğini de söyleyebilirim. Lionel Messi ise varisi olarak gösterildiği Maradona'nın en ünlü 2 hareketini şimdiden yaptı. 1986 Dünya Kupası yarı finalinde İngiltere'ye karşı 2 inanılmaz gol atmıştı Maradona. Biri orta sahadan aldığı topla herkesi geçerek gol, diğeri de elle gol. Messi bunların aynısını şimdiden başardı. Yani bundan sonrakiler Maradona'nın üstüne koydukları. Şaka bir yana Messi inanılmaz dribbling ve çalım kabiliyetinin yanına muhteşem asistleriyle ispatladığı pas verme yeteneğini de koymuş durumda. Golcülükte de ne kadar başarılı olduğunu bu sezon ligde oynadığı 31 maçta attığı 23 golle gösterdi. Birebirde Messi'yi durdurmanın en iyi yolunun faul yapmak olduğu artık herkes tarafından biliniyor.
Bu ikisi arasındaki karşılaştırmalar uzun zamandır yapılıyor ve görünüşe bakılırsa bir 10 sene daha yapılacak. Bana kalırsa Messi'nin normal bir insan ve oyuncu kabul etmezsek, Cristiano Ronaldo dünyanın en iyisi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder