11 Mayıs 2009 Pazartesi

KAYSERİSPOR

Başkan Recep Mamur - HHK

Kayseri’ye gitmişken ve hazır bu aralar konu Kayseri iken bu şehrin son yıllardaki gururu Kayserispor hakkından bir şeyler de karalamak gerekli. Geçen sezonu gerçekten büyük bir başarı göstererek Türkiye Kupası Şampiyonu olarak kapatan Kayserispor, yoluna teknik direktör Tolunay Kafkas ile devam etme kararı aldı. Takımın son 3 yıldaki en önemli silahı Gökhan Ünal’ı 5 milyon avro gibi bir bedelle Trabzonspor’a gönderen Kayserispor, bu boşluğu Wigan Athletic’den CM 01-02 oyununun efsane ismi Julius Aghahowa ve Sporting Lizbon’dan kiralık olarak gelen Milan Purovic ile doldurma yoluna gitti. UEFA Kupası’nda mücadele edeceği için iddialı bir kadro da kurmak isteyen yönetim kaptan Mehmet Topuz’un yanına Salomon Olembe, Souleymanou, Leonardo Escobar gibi tecrübeli isimlerin yanında Muslu Nalbantoğlu, Harun Erbek, Eren Güngör, Furkan Özçal, Bilal Aziz Özer, Umut Koçin, Armağan Kuş ve Tevfik Köse gibi defalarca genç milli formaları giymiş, gelecek vaat eden isimleri de monte etti. Takımdan ayrılan bir diğer önemli isim ise penaltı golleriyle ünlü Bulgar kaleci Dimitar İvanov İvankov oldu.

Sezona Sivasspor ve Galatasaray beraberlikleri ile başlayan Kayserispor ilk 6 haftada aldığı 3 galibiyet, 2 beraberlikle fena da gitmiyordu. Saracoğlu’nda alınan 4-1lik galibiyet sonrası şehirde umutlar yeşermiş, ilk 3’e oynanacağına dair bir inanç belirmişti. Julius Aghahowa’nın hat-trick yapması bu futbolcunun sezon içinde çok işe yarayacağının düşünülmesine de yol açıyordu. O ara önüne gelen takıma puan kaybeden Beşiktaş karşısında alına galibiyetten sonra 5 hafta üst üste kazanamayan bir Kayserispor ortaya çıktı. Takım çok az gol yiyordu ancak gol yollarında da inanılmaz sıkıntılar yaşıyordu. Kaptan Mehmet Topuz’un da bütün iyi niyetine rağmen geçmiş yıllardaki performansından uzak oluşu bunda büyük bir etkendi. İlk yarıyı 27 puanla kapatan Kayserispor’da bunun bir başarı olarak kabul edilmesi çok zordu.


İlk yarıda bir de UEFA Kupası macerası yaşadı Kayserispor. Kupa Şampiyonu olduğu için gruplar öncesi son tur olan 1.Tur’dan UEFA’ya katılan Kayserispor, bu turda Fransızların geçmişi çok parlak takımı Paris Saint Germain ile eşleşti. 1996 yılında Kupa Galipleri Kupası’nı kazanan PSG son yıllarda eski günlerinden oldukça uzaktaydı. Paul Le Gen’in göreve gelmesiyle biraz toparlanır gibi oldular. Şu anda Fransa Ligi’nde topladığı 60 puanla 3.Lyon’un 1 puan gerisinde 4.konumda. Sezon başında hedefini en azından gruptan çıkmak olarak koyan Kayserispor ilk turun ilk maçında Kayseri Atatürk Stadı’nda ağırladığı PSG’ye Mateja Kezman ve Luyindula’nın gollerine Toledo ile cevap vererek 2-1 yenildi. Bu sonuç tur umutlarının neredeyse bitmesine neden olmuştu. 2.maçta Parc Des Princes Stadı’na az da olsa tur ümidiyle fakat Mehmet Topuz’suz giden Kayserispor aldığı 0-0lık beraberlikle ülke puanımıza az da olsa bir katkıda bulunuyor, fakat elenmekten kurtulamıyordu. Avrupa macerası erken sona ermişti.

Kaptan Mehmet Topuz

Bir diğer hedef ise geçen sene kazanılan Türkiye Kupası’ydı. Galatasaray, Ankaraspor, Altay ve Malatyaspor’un olduğu B Grubu’nda mücadele eden Kayserispor topladığı 7 puanla averajla Ankaraspor’un gerisinde kalıp kupaya veda ediyordu. 2. Yarıda da ilk yarıda olduğu gibi istikrarsız sonuçlar almaya devam eden Kayserispor şu anda 31.haftası tamamlanmış olan Turkcell Süper Lig’de 44 puanla 7.sırada. 6.Bursaspor’dan 10 puan geride olmaları 7.liği onlar için en büyük hedef durumuna soktu.

Bu sezon Avrupa Kupası vizesi alamayacağı kesinleşen Kayserispor’un gelecek sezonlar için atacağı adımları değerlendirecek olursak; Kayserispor son 3 yılda 2 kez çıktığı Avrupa macerasını artık kurumsallaşmaya başlayan yapısı ve 33.000 kişilik yeni stadıyla gerçekten kaldırabilecek duruma geldi. Gerçekten Kadir Has Stadı, Büyükşehir Belediye ve Kayserispor Onursal Başkanı Mehmet Özhaseki gibi büyük şanslar Kayserispor için mevcut. Genç oyuncu transferlerinde de inandığı oyuncuları gözünü kırpmadan alan bir yönetim görüyoruz. Bu sene Kayserispor’un en büyük eksiğinin 3. Bölgede yani forvet hattında olduğunu gördük. Bu bölgeye 2 kaliteli transfer yapılması şart gibi gözüküyor. Defans bölgesi gerçekten sağlam olduğunu şu ana kadar ligin en az gol yiyen 2.takımı olarak gösterdi. Herhangi bir takviyeye ihtiyaç yok gibi gözüküyor. Orta sahası da oldukça dirençli olan bu takıma en fazla 1 orta saha takviyesi yapılabilir. Kalede ise artık son zamanlarını geçiren bir Souleymanou var. Hiçbir Kayserispor taraftarının iyi bir kaleci transferine hayır diyeceğini zannetmiyorum.

Tolunay Kafkas

Son olarak teknik direktör konusuna değinelim. Her ne kadar ilk senesinde Türkiye Kupası’nı kazanmış olsa da bu sezon Tolunay Kafkas için pek de iyi geçmedi. Taraftarlar uzunca bir süredir kendisini sürekli istifaya davet ediyor. Recep Mamur yönetimi ise sürekli genç teknik adamın arkasında durarak istikrara çok önem verdiğini gösteriyor. Ancak, Kayserispor’un gerçekten gelecek vaat eden bir kadrosunun olması birkaç isabetli transferle başa oynayacak olmasının yanı sıra bu sene tamamı dökülen bir Süper Lig’de en azından ilk 5’e oynayamamış olması Tolunay Hocaya olan inancı azaltacak yeterli sebepler. Sezon sonunda gerekli 4-5 takviye yapılır ve bu genç kadroyu gerçekten iyi idare edecek bir teknik adamla anlaşılabilirse Kayserispor gelecek sezondan itibaren Kadir Has Stadı’nı doldurabilecek bir futbol izlettirecektir.

Hiç yorum yok: