8 Ekim 2009 Perşembe

SEN DE Mİ BRÜTÜS?


Burası Türkiye… Bu sözün doğruluğu geçtiğimiz hafta bir kez daha ispatlandı. Ertuğrul Sağlam ile Türk futbolunun en çok gelecek vaat eden 2 teknik adamından biri olan asker Bülent Uygun Sivasspor’daki görevinden ayrıldı. Bundan 5 sene evveline kadar kimsenin adını duymadığı, Süper Lig’de dahi yer alamamış olan Sivasspor’u daha 3.sezonunda şampiyonluğa oynatan, bundan daha da önemlisi 4.sezonunda önceki sezonun tesadüfî bir başarı olmadığını ispatlarcasına şampiyonluğu son haftada kaçırıp 2.liğe razı olan bir Sivasspor’dan bahsediyoruz. Evet Bülent Uygun bazı antipatik beyanatlar vermiş olabilir, evet Galatasaray ve Fenerbahçe geçen sezon yarışın içinde değillerdi ve bu Sivasspor’un zirve yürüyüşüne olumlu bir etki yaptı. Ancak bunların hiçbiri Süper Lig’in en cüzi bütçeye sahip birkaç kulübünden biri olan Sivasspor’un zirve yürüyüşünde en önemli pay sahibinin Bülent Hoca olduğu gerçeğini değiştirmez. Sivasspor bugüne kadar her sene şampiyonluğa oynamadı. Bugünden sonra da oynamayacak. Varsın olsun bu sezon kötü geçsin, elinde Türkiye şartlarına göre fena sayılmayacak bir kadro var, küme düşmezsin devam et Bülent Hocayla. Sana bu başarıları yaşatan ve tekrar yaşatma ihtimali en yüksek isimle yola devam et. Sivasspor son 2-3 sezonda çok iyi işler yaptı, alışılmışın dışında bir takımdı. Ancak hoca kıyımı konusunda alışılmışın dışına çıkmadılar ve hocalarıyla yolları bir şekilde ayrıldı. Bu Sivasspor’u kısa vadede bilmem ama uzun vadede çok olumsuz etkileyecek bir kan değişimi oldu.

Ligde başa güreşmenin, başarılı olmanın hatta Avrupa’ya gitmenin yöneticilerin futbol görgüsüne çok bir şey katmadığı ortada. Özellikle Sivasspor’un antipatik basın sözcüsü Fikret Ünsal’ın “hocamıza 12.haftaya kadar süre verdik” sözü tam bir faciaydı. Kimse Sivas’tan ligde kalmanın ötesinde hiçbir şey beklemezken takımı tutup şampiyonluğa oynatan teknik direktörleri hakkında “Bülent Hoca’nın kredisi sonsuzdur. Onu burada tartışanın değil futbol bilgisinden adamlığından şüphe ederim” diyebilselerdi Sİvasspor’un gerçekten büyük takım olabileceğine inanırdım. Onlarda Kasımpaşa’dan, Konya’dan, Karşıyaka’dan farksız olduklarını ispatladılar. Şimdi herkes diyebilir ki yönetimin ne suçu var, Bülent Hoca kendi bıraktı diye. Yöneticilerin bu şekilde konuştuğu bir ortamda nasıl rahat olunabilir. Evet, transfer yanlışları yapılmış, çıkılan Avrupa yolculuğunda başarısız olmanın ötesinde lige de rezalet bir başlangıç yapıldı, bunda Bülent Hoca’nın da hataları var ama ligin 8.haftasında istifa etme konumuna getirilmesi tam bir felaket. Hocanın istifa ettikten sonra basın toplantısında “isterse istifamı kabul etmesinler” sözleri de yönetime ne kadar kızgın olduğunu ve yönetimin ne yazık ki yapması gerekenleri yapmadığını açıkça ortaya koymakta.

Bundan sonra olabileceklere şöyle bir baktığımızda, Bülent Uygun biraz beklerse çok iyi yerlerde iş bulabilir. İmkânları yüksek bir Kayseri, her an Broos’u gönderebilecek durumda olan Trabzonspor her an hocanın kapısını çalabilir. Hocanın da buralarda Sivas’taki başarısını tekrar etme ihtimali elbette var. Eğer bu tahminler gerçekleşirse detayları da o zaman inceleriz. Sivas cephesinde ise o vizyonsuz yönetimin(dikkat başkan Odyakmaz hariç) Muhsin Ertuğral gibi bir ismi aklına getirmiş olması şaşırtıcı. Türkiye’de sürekli takım değiştiren kısır hocalar yerine gerek Avrupa gerek Afrika kültürü geniş olan Muhsin Hoca daha verimli olacaktır.

Hiç yorum yok: