Jo Alves transferinden sonra Galatasaray'a fazlaca değinmedik, gündem de bir hayli birikti tabii. Öncelikle Giovani Dos Santos geldi, Nonda gitti, ardından Denizli galibiyeti, Musa Çağıran transferi ve son olarak kupadaki Antalya maçı... Bir kere Barcelona alt yapısından yetişmiş, çok şans bulamasa da 1,5 yıldır İngiltere futbolunun kültürüyle beslenmiş ve daha 20 yaşında olmasına karşın milli takımının en önemli isimlerinden olan bir futbolcuyu takıma kazandırmak kağıt üstünde ayakta alkışlanacak bir hamle. Rijkaard'ın da bu transferi çok istediğini düşünürsek yönetim çok başarılı bir iş yaptı diyebiliriz. Ancak Turkcell Super Lig'i biraz biliyorsak Dos Santos'un fizik kalitesinin bu ligin çok altında kalacağını, ancak tekniğiyle bir şeyler yapabileceği de aşikar. Çok yabancısı olduğu bir kültüre gelen futbolcuların başlarda çektiği sıkıntılar ortadayken Santos'tan kendi adıma bu sezon çok fazla şey beklemediğimi belirtmeliyim. Bunu söylerken maalesef önümüzdeki bir ay için forvette tek alternatifin Dos Santos olduğunun da farkındayım. Geçmişte bir Ribery örneği var, fizik gücü yetersiz olmasına karşın inanılmaz yetenekleriyle 6 ayda herkesi mest etmişti, eminim böyle bir çıkış bekleyen vardır ama bence zor. Dos Santos'un gelişiyle bir yabancının gitmesi gerekiyordu ve Nonda gönderildi. Bu sezon 90 dakika başına 1 gol ortalamayla oynayan bu futbolcunun gitmesine forvette alternatif olmamasına rağmen hemen hiç itiraz olmaması durumu özetliyor zaten. Nonda ölü gibi futboluyla herkesi çileden çıkarmıştı. Sık sık orta sahaya gelerek hücumda Galatasaray ön liberolarının bile gerisinde kalması en büyük eksisiydi. Gerçi bu özellik Jo'da da var ama daha hızlı olduğu için hücumda zamanında yer alabiliyor.
Benim asıl garibime giden ise forvette tek alternatif olarak Santos gibi çelimsiz bir futbolcu varken, A2 takımının çok şey beklendiği söylenen forveti Cem Sultan'ın yedek olarak dahi takıma alınmaması. Tamam geçirdiği sakatlıklar onu geriye götürmüştür, ilk 11 oynatacak kadar güvenmeyebilirsiniz ancak kulübede bile olamayan bir alternatifin Cem'den daha iyi olduğunu kimse iddia edemez herhalde. Halbuki Rijkaard onu sezon başında kampa götürmüştü ve Erhan Şentürk, Özgürcan, Yaser gibi forvetler takımdan gönderilirken o kalmıştı, demek ki bir şeyler olduğuna inandırmış teknik heyeti. Şimdi ise yok sayılıyor.
Son 2 maça ve Musa Çağıran transferine bakarsak da, Denizli maçında ligde henüz galibiyeti bulunmayan bir takım karşısında oyunu sürükleyen taraf olamadı Galatasaray. Bunda takımdaki önemli sakatlıkların, Rijkaard'ın kadro ve şablon konusunda bir türlü karar verememiş olmasının da rolü çok büyük. Eğer bu sakatlıklar olmasa ve takım bu şekilde oynasa Rijkaard'a çoktan haklı olarak teneke bağlanmıştı. Ama Dutchman'in de haklı olduğu, çok geçerli bir sebep takımdaki sakatlar. H. Balta, Sabri, M.Topal, Kewell, Baros ve son olarak da Jo'ya Allah şifa versin bir an önce diyelim. Her maç diziliş ve oyuncuların yeri değişiyor ama ben tek oyuncuya itiraz edeceğim. Caner Erkin'in sol bek oynaması hem oyuncu hem de takım için bir katliam. Arda'ya hücum varyasyonlarında yardımcı olabilen tek adamken, beke alınması hem Caner'i hem de Galatasaray'ı oldukça geriye götürüyor. Bunun bir an önce fark edilmesi gerekiyor. Gerçi son Antalya maçında önde oynadı ve yaptığı asist dışında görünmedi ama o maçta hangi futbolcumuz göründü diye düşünmeden edemiyorum. 2-1 gibi avantajlı sayılabilecek bir skorla dönebildiği için şükretmesi gerekiyor Galatasaray'ın.
Son olarak da Musa Çağıran transferi. Temmuz'dan itibaren Galatasaray forması giyecek Musa. 92'li görünmesine karşın aslen 90'lı. 19 yaşında ve fiziği futbol için inanılmaz el verişli. O yaşlarda bu fizikte kaliteli yerli oyuncu bulabilmek gerçekten zor oluyor, bunu başarması gerçekten önemli Galatasaray'ın. Ekim ayında yapılan U17 Dünya Kupası'nda milli takımımıza sınıf atlattıracak oyunculardan biriydi ancak Altay'da 11'in değişmez futbolcusu olduğu için turnuvaya götürülmemişti. Futbola stoper olarak başlayan Musa daha sonra orta sahaya kaydı ve kendine hücumcu özellikler eklemeyi de başardı. Bu sezon henüz ilk yarıda 5 gol kaydetmesi bunun en önemli göstergesi. Sezon sonuna kadar Altay'da oynamaya devam ederek şampiyonluk mücadelesi verecek olması da kazanacağı tecrübe adına önemli. Gelecek sezon Galatasaray orta sahasında önemli bir alternatif olacaktır. Son dönemde Galatasaray'daki yoğun gelişmelerden ötürü yazı biraz uzun oldu, kusura bakmamanız dileğiyle...
Benim asıl garibime giden ise forvette tek alternatif olarak Santos gibi çelimsiz bir futbolcu varken, A2 takımının çok şey beklendiği söylenen forveti Cem Sultan'ın yedek olarak dahi takıma alınmaması. Tamam geçirdiği sakatlıklar onu geriye götürmüştür, ilk 11 oynatacak kadar güvenmeyebilirsiniz ancak kulübede bile olamayan bir alternatifin Cem'den daha iyi olduğunu kimse iddia edemez herhalde. Halbuki Rijkaard onu sezon başında kampa götürmüştü ve Erhan Şentürk, Özgürcan, Yaser gibi forvetler takımdan gönderilirken o kalmıştı, demek ki bir şeyler olduğuna inandırmış teknik heyeti. Şimdi ise yok sayılıyor.
Son 2 maça ve Musa Çağıran transferine bakarsak da, Denizli maçında ligde henüz galibiyeti bulunmayan bir takım karşısında oyunu sürükleyen taraf olamadı Galatasaray. Bunda takımdaki önemli sakatlıkların, Rijkaard'ın kadro ve şablon konusunda bir türlü karar verememiş olmasının da rolü çok büyük. Eğer bu sakatlıklar olmasa ve takım bu şekilde oynasa Rijkaard'a çoktan haklı olarak teneke bağlanmıştı. Ama Dutchman'in de haklı olduğu, çok geçerli bir sebep takımdaki sakatlar. H. Balta, Sabri, M.Topal, Kewell, Baros ve son olarak da Jo'ya Allah şifa versin bir an önce diyelim. Her maç diziliş ve oyuncuların yeri değişiyor ama ben tek oyuncuya itiraz edeceğim. Caner Erkin'in sol bek oynaması hem oyuncu hem de takım için bir katliam. Arda'ya hücum varyasyonlarında yardımcı olabilen tek adamken, beke alınması hem Caner'i hem de Galatasaray'ı oldukça geriye götürüyor. Bunun bir an önce fark edilmesi gerekiyor. Gerçi son Antalya maçında önde oynadı ve yaptığı asist dışında görünmedi ama o maçta hangi futbolcumuz göründü diye düşünmeden edemiyorum. 2-1 gibi avantajlı sayılabilecek bir skorla dönebildiği için şükretmesi gerekiyor Galatasaray'ın.
Son olarak da Musa Çağıran transferi. Temmuz'dan itibaren Galatasaray forması giyecek Musa. 92'li görünmesine karşın aslen 90'lı. 19 yaşında ve fiziği futbol için inanılmaz el verişli. O yaşlarda bu fizikte kaliteli yerli oyuncu bulabilmek gerçekten zor oluyor, bunu başarması gerçekten önemli Galatasaray'ın. Ekim ayında yapılan U17 Dünya Kupası'nda milli takımımıza sınıf atlattıracak oyunculardan biriydi ancak Altay'da 11'in değişmez futbolcusu olduğu için turnuvaya götürülmemişti. Futbola stoper olarak başlayan Musa daha sonra orta sahaya kaydı ve kendine hücumcu özellikler eklemeyi de başardı. Bu sezon henüz ilk yarıda 5 gol kaydetmesi bunun en önemli göstergesi. Sezon sonuna kadar Altay'da oynamaya devam ederek şampiyonluk mücadelesi verecek olması da kazanacağı tecrübe adına önemli. Gelecek sezon Galatasaray orta sahasında önemli bir alternatif olacaktır. Son dönemde Galatasaray'daki yoğun gelişmelerden ötürü yazı biraz uzun oldu, kusura bakmamanız dileğiyle...
1 yorum:
bence sorun galatasarayın transfer politikasında.bi defa dos santosun transferi son derece gereksiz.bu adam eğer sol kanat için alındıysa hiç gerek yoktu çünkü orada formda bi caner ve sol kanatta oynamak bi başka güzel diyen bir arda var.sağ kanat içinse zaten şimdilik barış oynuyor üstüne bi de keita gelecek.dos santosdan zaten o fizikle forvet olmaz.eğer geleceği düşünerek alınmışsa şöyle bi durum var:ben de senin gibi bu dönem dos santostan uyum sorunu gibi nedenlerle pek yarar sağlanacağını düşünmüyorum.e o zaman galatasaray yönetimi bi dönem boyunca kiralayarak denediği ve verim alamadığı bir oyuncunun bonservisini yaklaşık 7 milyon euro gibi bi para karşılığında almak ister mi?bir diğer soru işareti de jo transferinde.tamam barosun yokluğunda nonda'nın da formsuzluğunu göz önüne alırsak bir forvet transferi düşünülebilir ama bu adam bence avrupada oynayamayacak jo olmamalıydı.bu transfer bana galatasarayın bu sene avrupayı düşünmediğini hedefinin şampiyonluk olduğunu gösteriyor.zaten rijkaard da avrupa ligi kupası mı yoksa lig şampiyonluğu mu sorusuna lig şampiyonluğu beni daha çok mutlu eder diyerek vizyonunu göstermiştir.bir de madem yabancı kontenjanı problemi var niye avrupada forvetsiz kalacağını bile bile nondayı gönderirsin de ne zaman döneceği hakkında rivayetler olan kewellın sözleşmesini dondurmazsın.daha çok sorun var da şimdilik bu kadar yeter.
Yorum Gönder