21 Şubat 2010 Pazar

TERS ZAMANLI DERBİ


2 takım için de çok önemli olmasına rağmen en az bu önem kadar dengesiz yakalandıkları bir derbi olacak İnönü'de. Ev sahibi Beşiktaş, başta Mustafa Denizli'nin rahatsızlığı, savunmanın en büyük hatta tek güvencesi Ferrari'nin uzun süredir takımdan uzak oluşu, forvetlerin deyim yerindeyse gol atmamaya söz vermiş olması, defansın tutukluğu gibi dertlerle karşı karşıya. Mustafa Denizli, Gaziantep maçıyla tekrar kulübesine döndü ancak takımın O'nun için oynayacağı söylenen maçta Gençlerbirliği maçındaki hırsın, isteğin yarısını gösterememesi düşünüdürücüydü. Özellikle G.Antep - Beşiktaş ilişkisinin çok sorgulandığı bir yerde 5 Antep orijinli oyuncu(Üzülmez, Toraman, Ekrem, İ.Köybaşı, Tabata) içeren bir kadroyla sahaya çıkıp herhangi bir hırs ibaresi görememek başta Beşiktaş taraftarları olmak üzere herkesi şaşırttı. Beşiktaş'ın sıkıntıları bununla da sınırlı değil. Kongreyi kazanmasının üzerinden henüz 1 ay geçmeyen Yıldırım Demirören, kendi deyimiyle 20-0 kazandığı bir kongreden sonra stada gelip gelmemek için papatya falı açıyor. Gelirse ve Beşiktaş gol yerse böylesine bir maçta taraftardan tepki görmek var, henüz Denizli maçı da hafızalardayken. Hele ki maçın sonunda havaya kalkan zafer yumrukları Galatasaraylıların olursa Yıldırım Demirören'i çok zor anlar bekleyecek. O da bunu bildiği için yeni kongre kazanmış olmasına rağmen stada gelmeyebilir. Dikkat edilirse Beşiktaş'ın saha içinde olduğu kadar saha dışında da ciddi problemleri var. Ve bunlar sonucun pamuk ipliğine bağlı olduğu böylesine derbi maçlarında büyük sıkıntı oluşturabilir.

Galatasaray'da ise geçmiş yıllara oranla saha dışında bir sükunet söz konusu. Yakın geçmişte hep bir teknik direktör sıkıntısı yaşanır, başarısızlığından dem vurulur, yönetimin her an teknik adamın işine son verebileceği vs. söylenirdi. Bu sezon bu konuda bir sıkıntı yok. Frank Rijkaard istenilen randımanı tam olarak veremese de koltuğu çok sağlam. Yönetim de gerek transferlerle gerekse açıklamalarla Rijkaard'a hep destek oluyor. Ancak saha içi olarak değerlendirebileceğimiz sakatlıklar 2 yıldan beri Galatasaray'ı hep zor durumda bırakıyor. Yarın da yine eksik olarak sahaya çıkacak Galatasaray. Jo'nun son idmana katılması biraz sevindirici ama 3 haftadır topa değmeyen bir adamın bu maçın tamamını kaldırabileceğini düşünmüyorum ben. İleri uçta yine sıkıntı yaşanacak, Arda ve Keita'nın ekstralarına bağlı olacak gibi görünüyor gol. Beşiktaş'ın bu 2 oyuncuya ekstra bir eforla yükleneceğini düşünürsek, bu ekstraları yapabilmek de çok kolay değil. Arka bölgede ise Neill ile birlikte gözle görülür bir toparlanma oldu. Beşiktaş'ın ön tarafında önemli aksaklıklar olduğunu hesaba katarak bu maçın çok gollü bitmesinin kolay olmadığını düşünüyorum. Atletico maçında Rijkaard tarafından erkenden kenara alınan Caner'in yine ilk 11'de oynatılması takımın hem hız hem de mücadele olarak üst seviyede kalarak oyunu daha önde tutmasına yardımcı olabilir. Rijkaard'ın bunu düşünmesi ve Caner'i cezalandıracaksa da bunu daha sonraya bırakması gerekiyor.

Açıkçası Galatasaray için galibiyetin kaymaklı ekmek kadayıfı olacağı, beraberliğin ise asla ölüm sayılmayacağı bir maç. Beşiktaş ise şampiyonluk yarışı için kesin kazanmak zorunda. Galatasaray'ın Avrupa mesaisi dolayısıyla yorgun olacak olması, Kartal'ın ekmeğine biraz yağ sürecek burası kesin. Bakalım hangi taraf rakibinin eksiklerini değerlendirecek? Kendi 11'lerimi yazıp, noktalayalım...
Benim skor tahminim 1-1 ya da 1-0...

GS
Leo
Uğur---Neill---Servet---Balta

Sarp---Topal
Elano
Keita--------------------Caner
Arda

Bobô-----Nihat
Tabata
Ekrem------Ernst-----Fink

Üzülmez---Sivok---Ferrari---Toraman
Rüştü
BJK

Hiç yorum yok: