6 aydır süregelen şike tartışmalarının son noktası TFF’nin Genel Kurul kararı alması oldu. Burada şunu net olarak belirtmekte fayda var: TFF Genel Kurulu’ndan çıkan karar hukuksal açıdan hiçbir anlam ifade etmeyecek. Gündemde olan küme düşürülme ile alakalı madde(58.madde) değişecekse buna karar verecek tek yetkili merci TFF Yönetim Kurulu… Peki, TFF Yönetim Kurulu kendi karar verecek olduğu bir konuda topu neden Genel Kurul’a yani bir başka deyişle tüm kulüplere atma kararı aldı? Tam burada karşımıza TFF, Lig TV, Kulüpler Birliği, Ekonomi, UEFA, Mehmet Ali Aydınlar gibi değişkenleri olan çok bilinmeyenli denklemler silsilesi çıkıyor.
3 Temmuz’dan bu yana Lig TV’nin ve sayıları hiç de azımsanmayacak birçok Süper Lig kulübünün baskılarıyla, alacağı kararları sürekli öteleyen bir TFF ve Mehmet Ali Aydınlar var. Lig ekonomisinin, ligin temiz ve şaibesiz olmasından daha önemli olduğunun savunulması, aslında doğru olduğunu düşündüğüm ama bu şekilde, yayıncı kuruluşun dayatmasıyla gelmesini bir türlü sindiremediğim Play-Off sistemi kafalarda en başından beri soru işareti bıraktı. Mehmet Ali Aydınlar’ın sürekli değişen, birbiriyle çelişen ifadelerine rağmen ilk etapta bunu Aydınlar’ın iyi niyetine, saflığına, futbol yöneticiliğinin yazılı olmayan kurallarını bilmediğine bağlamıştım… Günler geçtikçe geçerliliğini yitiren bu savım, Ali Şen’in “Şenes Erzik ve Mehmet Ali Aydınlar olmasa çoktan düşmüştük” açıklamasıyla tamamen çürümüş oldu. Şimdi bu Mehmet Ali Aydınlar ve kulüplerinin alacağı milyon dolarları düşünen kulüp başkanları el ele cezaları revize etmenin peşinde. Olaya şeklen bakarsak, hatta bu başkanlara sorarsak, bu kişiler ligin marka değerini, ekonomisini dolayısıyla düşmesi en muhtemel ekip Fenerbahçe’yi kurtarmanın peşinde.
Peki, durum gerçekten bu mu? Fenerbahçe’nin alacağı muhtemel bir küme düşürme cezasını rafa kaldırarak hem kendilerini hem de Fenerbahçe camiasını kurtarmış olacak mı bu kulüpler, biraz da burayı irdeleyelim. Şu ana kadar Galatasaray, Trabzonspor, Bursaspor ve Orduspor’un karşı cephe aldığı bu kulüpler tamamen kendi paralarını sağlama almanın derdinde. Onlar için daha bu sene şike yaparak küme düşen 4 amatör takıma uygulanan kuralın önemi yok çünkü o kararın kendi ceplerine bir zararı yoktu. Yine düşmesi gündemde olan kulüp Fenerbahçe yerine, cebini düşünerek 58. maddenin revize edilmesini isteyen Anadolu kulüplerinden biri olsa, bu takımın düşmesi lig ekonomisini çok fazla etkilemeyeceğinden kimse kılını kıpırdatmayacaktı. Bu noktada revizeye karşı çıkan ve revizeyi isteyen birer başkandan bahsedeceğim: İlhan Cavcav ve Nedim Türkmen. İlhan Cavcav yıllar geçtikçe ne dediğini daha çok şaşırıyor. Yaşı geçtikçe daha büyük saygınlık kazandığını zanneden İlhan Cavcav, yaptığı açıklamalarla ilerleyen yaşına rağmen kendisine duyulan saygıyı neredeyse bitirdi. Bu yıl Süper Lig’e yükselen Orduspor’un başkanı Nedim Türkmen ise TV’leri çok sevdi. Sürekli konuşuyor ve onun da söylediklerine verilen değer her röportajında biraz daha azalıyor.
Tüm kulüpler Fenerbahçe’yi kurtarmak derdindeyken, Fenerbahçe ne alemde dersek… Tam olarak ikiye bölünmüş durumda. Bir tarafta Aziz Yıldırım ile Atatürk’ü aynı cümle içinde kullanmaya çalışan "ne olursa olsun düşmeyelim, bizi kurtarın” diyen Fenerbahçeliler, diğer taraftaysa “bir suç varsa bunun bedeli olmalı, madde değiştirilirse zan altında kalacak, en büyük cezayı görecek olan Fenerbahçe’dir” diye düşünen Fenerbahçe sevdalıları var. Açıkçası Etik Kurulu’nun ilk raporunda Fenerbahçe’nin 5 maçta şike yaptığı, 6 maçta teşvik primi ve teşvik primi vermeye, 3 maçta da şikeye teşebbüs ettiği yazıldığından, Etik Kurulu TFF’nin resmi bir organı olduğundan Fenerbahçe’nin çok zor durumda olduğunu net olarak anlıyoruz.
Taraftar sayısı 20 milyon civarında olan bir takımı, milyonlarca taraftarı, kimsenin uzun yıllar boyunca “Hadi bir kıyak yaptık, sayemizde ligde kaldınız”, “Aslında şikecisiniz ama adınız para ediyor, o yüzden ligdesiniz” sözlerine muhatap etme hakkı yoktur. Bir kulübün seçilmişleri, ona güvenenleri mahcup edecek hatalar yapmışsa, kuralda ne yazıyorsa bunun bedeli ödenir ve Fenerbahçe şimdiye kadar olduğu gibi Türk Futbolu’nun ülke içindeki lokomotiflerinden biri olmaya devam eder. Ancak bu olmazsa, Fenerbahçe, bazı Fenerbahçelilerin şimdi yüzleşmekten korktuğu cezalardan çok daha ağır ithamlarla, muameleyle uzun yıllar boyunca karşılaşabilir. Ve bir büyük camiayı bu durum kadar yaralayacak başka hiçbir nokta bence yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder