Fenerbahçe'den sonra Galatasaray da Avrupa Ligi'nde gruptan lider çıkmayı garantiledi. Daha evvel hiç grup lideri çıkaramadığımız Avrupa Ligi'nde değişen formatta aynı anda 2 lider çıkarmamız ülke futbolumuz adına sevindirici. Üstelik 2 takımımızın da 1.torbadan kuraya girmediğini düşündüğümüzde bu 1.likler daha anlamlı hale geliyor. Her ne kadar 1.torbadan Panathinaikos ve Steaua gibi takımlar gelse de 1.çıkmak hem ülke puanı hem de bir sonraki turda eşleşilecek rakiplerin zorluğu açısından oldukça avantajlı. Bir de Beşiktaş bu 2 ekibimizin yanına eklenirse o zaman harika bir sezon geçiriyor olacağız işte.
Maça gelirsek, açıkçası çok tempolu bir Galatasaray yoktu ortada. Son 2 maça göre daha çok isteyen, kovalayan bir takım görüntüsü vardı ki zaten Avrupa maçlarında hep farklı bir görüntü çizen Galatasaray'dan bunun gelmesi çok şaşırtıcı olmadı. Son lig maçında rakip Bursaspor'dan toplamda 11.5 km daha az koşan Galatasaray'ın Panath maçı için bu istatistiğini oldukça merak ediyorum. Bu arada 11.5 km az koşmak demek 90 dakika bir kişi eksik oynamak hatta ondan bile daha fazlası demek bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Galatasaray'ın çözüm bulması gereken sorunların başını istikrarsızlık ve sağlık çekiyor. Gökhan Zan yine ilk yarı bitmeden oyundan çıktı, aynı şeyi sürekli Emre Güngör'de de görüyoruz. Yıllardır devamlı oynayan Emre Aşık bu sene hep sakat ve bütün bunlar zaten sağlam olmayan defansın iyice çökmesine yol açıyor. Başta Elano olmak üzere istikrarsızlık da en büyük sıkıntılardan biri. Gerçi Elano'nunki büyük bir istikrar olarak da görülebilir, her maç kötü oynuyor, fakat Arda Turan, Keita, M.Topal gibi isimler de bir türlü beklenen devamlılığı gösteremiyor. Hatta son zamanlarda bunlara sadece istikrarlı olma özelliğiyle büyük takımda oynayan Hakan Balta'nın formsuzluğu da eklenince biraz ümitsizliğe kapıldım açıkçası.
Panathinaikos'un zaten Galatasaray'ı çok fazla rahatsız edeceği yoktu bu maçta. Galatasaray genelde rakip sahada oynadı, net pozisyona ne yazık ki çok fazla giremedi ve Mustafa Sarp'ın köşe bayrağının dibinden auta gidecek vuruşunun rakibe çarpmasıyla gelen golle de rakibini mağlup etti. Özellikle evimizde oynadığımızdan çok fazla pozisyon bulamamamız can sıkıcı ancak verilen mücadele fena değil. Hafta sonu oynanacak Belediye maçında bu mücadelenin gösterilmesi şart. Zira Belediye dişli takımlardan fark yiyen ancakkendi seviyesinde olan veya dişini geçirdiği takımların da canını çok fazla yakan bir takım. Dolayısıyla bu performans civarında bir oyunla o maçtan da galibiyet almak çok zor olmayacaktır...
Maça gelirsek, açıkçası çok tempolu bir Galatasaray yoktu ortada. Son 2 maça göre daha çok isteyen, kovalayan bir takım görüntüsü vardı ki zaten Avrupa maçlarında hep farklı bir görüntü çizen Galatasaray'dan bunun gelmesi çok şaşırtıcı olmadı. Son lig maçında rakip Bursaspor'dan toplamda 11.5 km daha az koşan Galatasaray'ın Panath maçı için bu istatistiğini oldukça merak ediyorum. Bu arada 11.5 km az koşmak demek 90 dakika bir kişi eksik oynamak hatta ondan bile daha fazlası demek bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Galatasaray'ın çözüm bulması gereken sorunların başını istikrarsızlık ve sağlık çekiyor. Gökhan Zan yine ilk yarı bitmeden oyundan çıktı, aynı şeyi sürekli Emre Güngör'de de görüyoruz. Yıllardır devamlı oynayan Emre Aşık bu sene hep sakat ve bütün bunlar zaten sağlam olmayan defansın iyice çökmesine yol açıyor. Başta Elano olmak üzere istikrarsızlık da en büyük sıkıntılardan biri. Gerçi Elano'nunki büyük bir istikrar olarak da görülebilir, her maç kötü oynuyor, fakat Arda Turan, Keita, M.Topal gibi isimler de bir türlü beklenen devamlılığı gösteremiyor. Hatta son zamanlarda bunlara sadece istikrarlı olma özelliğiyle büyük takımda oynayan Hakan Balta'nın formsuzluğu da eklenince biraz ümitsizliğe kapıldım açıkçası.
Panathinaikos'un zaten Galatasaray'ı çok fazla rahatsız edeceği yoktu bu maçta. Galatasaray genelde rakip sahada oynadı, net pozisyona ne yazık ki çok fazla giremedi ve Mustafa Sarp'ın köşe bayrağının dibinden auta gidecek vuruşunun rakibe çarpmasıyla gelen golle de rakibini mağlup etti. Özellikle evimizde oynadığımızdan çok fazla pozisyon bulamamamız can sıkıcı ancak verilen mücadele fena değil. Hafta sonu oynanacak Belediye maçında bu mücadelenin gösterilmesi şart. Zira Belediye dişli takımlardan fark yiyen ancakkendi seviyesinde olan veya dişini geçirdiği takımların da canını çok fazla yakan bir takım. Dolayısıyla bu performans civarında bir oyunla o maçtan da galibiyet almak çok zor olmayacaktır...
1 yorum:
bakalım şu rüya takım dünya yıldızı hocasıyla türkiyeyi aşan futbolunu ne zman oynamaya başlıcak
galatasaray maçlarını izlemem ama su kadroyu düşününce hocayı düşününce uefa da ki birinciliği ligde de beklio ama olmuo gibi bi türlü
(allah öyle şeyler de göstermesin)
Yorum Gönder