Sezon sonu yaklaştıkça bu sezon kalburüstü performans gösteren takımları da yavaş yavaş masaya yatırmaya başlamak gerekiyor. İlk durağımız İskoçya. Her daim hem büyük çekişmenin hem de büyük kopuşların yaşandığı bir lig İskoçya Ligi. Glasgow Rangers ve Celtic kendi arasında şampiyonluk için çekişirken, diğer takımlardan neredeyse ilk yarının sonunda ayrılmış olurlar. Nitekim bu yıl da öyle oldu. Normal sezon sona erdi ve 2. Celtic ile 3. Dundee United arasında 7 puan gibi azımsanmayacak bir fark var. 5 maçlık Play-Off serisinde bunun kapanması çok da olası durmuyor. Ancak asıl şaşırtıcı olan ise Glasgow Rangers'ın alıp başını gitmesi. 33 maçlık normal sezon sonunda daha 5 maçlık Play-Off periyodu oynanacak olmasına rağmen Celtic'e 11 puanlık fark yaparak şampiyonluklarını hemen hemen kesinleştirdiler. Zaten bu 2 takımdan biri şampiyon olacaktı fakat bu kadar fark olması Avrupa'da işlerin iyi gitmediği bir sezonda Rangers taraftarını biraz mutlu etmiştir, burası kesin.
Walter Smith'in menajerliğinde yola devam eden Rangers, İskoçya'yı Şampiyonlar Ligi'nde temsil ederek sezona girdi. Stuttgart, Sevilla ve Unirea'nın bulunduğu kolay olarak adlandırılabilecek bir grupta kendi evlerinde 0 çektiler ve toplamda 2 puan alabildiler. Zaten bu tip büyük organizasyonlarda evinde başarılı olamayan kulüplerin ilerleme şansı yok. Rangers da grupta sonuncu olarak İskoçya Ligi'ne erken dönüş yaptı. Celtic'İn de Avrupa Ligi gruplarından Şubat'ı göremeden elenmesi İskoç Ligi'ne önem veren 2 ekibin ligde büyük kapışmasına dönüşecek diye düşündürmüştü beni ama Rangers Celtic'e bu imkanı tanımadı.
2 aydır gol atamasa da ligde 21 golü bulunan Kris Boyd'un önderliğinde ilerleyen Rangers, 39 yaşındaki kaptan kalecisi David Weir, savunma oyuncusu Whittaker ve atak oyuncusu Kenny Smith'ten bu sezon oldukça faydalandı. İngiltere Premier Ligi'ne oyuncu yetiştiren ve genelde büyük transferlerin yapılmadığı bir lig olan İskoçya'da Walter Smith ile sistemini hemen hemen oturtmayı başaran Rangers'ın en son 2008 yılında yakaladığı UEFA Finali başarısına yakın bir performansı ben gelecek sezon bekliyorum. Takip etmeniz şiddetle tavsiye edilir.
Walter Smith'in menajerliğinde yola devam eden Rangers, İskoçya'yı Şampiyonlar Ligi'nde temsil ederek sezona girdi. Stuttgart, Sevilla ve Unirea'nın bulunduğu kolay olarak adlandırılabilecek bir grupta kendi evlerinde 0 çektiler ve toplamda 2 puan alabildiler. Zaten bu tip büyük organizasyonlarda evinde başarılı olamayan kulüplerin ilerleme şansı yok. Rangers da grupta sonuncu olarak İskoçya Ligi'ne erken dönüş yaptı. Celtic'İn de Avrupa Ligi gruplarından Şubat'ı göremeden elenmesi İskoç Ligi'ne önem veren 2 ekibin ligde büyük kapışmasına dönüşecek diye düşündürmüştü beni ama Rangers Celtic'e bu imkanı tanımadı.
2 aydır gol atamasa da ligde 21 golü bulunan Kris Boyd'un önderliğinde ilerleyen Rangers, 39 yaşındaki kaptan kalecisi David Weir, savunma oyuncusu Whittaker ve atak oyuncusu Kenny Smith'ten bu sezon oldukça faydalandı. İngiltere Premier Ligi'ne oyuncu yetiştiren ve genelde büyük transferlerin yapılmadığı bir lig olan İskoçya'da Walter Smith ile sistemini hemen hemen oturtmayı başaran Rangers'ın en son 2008 yılında yakaladığı UEFA Finali başarısına yakın bir performansı ben gelecek sezon bekliyorum. Takip etmeniz şiddetle tavsiye edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder