26 Ekim 2010 Salı

ÖNÜMÜZDEKİ 3 MAÇ: ANTALYA-TRABZON-MANİSA


Fenerbahçe maçından sonra Hagi'nin Galatasaray'daki asıl görevi şimdi başlıyor diyebiliriz. Fenerbahçe maçında sadece 2 gündür takımın başında bulunan bir teknik direktör olarak tek yapabileceği iş oyuncularına savaşmalarını söylemek olabilirdi Hagi'nin, nitekim duruma baktığımızda bunda gayet başarılı olduğunu görüyoruz. Şimdiyse takıma kendi stratejisini, mantığını oturtturabileceği devre arasına kadar tam 8 maç var önümüzde. Bu 8 maçtan asgari kayıpla çıkmak durumunda. Fenerbahçe maçında kazanılan büyük bir moral oldu ama asıl görev önündeki 3 maç Hagi'nin; Antalyaspor, Trabzonspor ve Manisaspor. Türkiye Ligi'nde yalnız 4-5 maçta oynayabileceği bir futbol oynadı Pazar günü Galatasaray. Galatasaray'ın uzun vadede başarılı olabilmesi için yenmesi gereken takımlar bu hafta oynayacağı Antalyaspor, Manisaspor tarzı kapanan, Galatasaray'ı üstüne çekmek isteyen takımlar olacak. İşin ilginç yanı bu 3 takım şu anda belki de ligin en formda 3 takımı. Çok kötü bir kadro olmasına rağmen lig 4.sü olan Antalyaspor, her maç gollü galibiyetler almaya çalışan Trabzonspor ve Hikmet Karaman geldikten sonraki haftalar baz alındığında ligin lideri olan Manisaspor.

Peki, Hagi-Tugay Kerimoğlu ikilisi Galatasaray'ın bu sezonki kaderinde büyük pay sahibi olacak bu maçlarda ne yapacak, ne yapmalı? Fenerbahçe maçındaki gibi orta sahayı inanılmaz kalabalık tutup ileride sadece Pino'yu bırakacak daha doğrusu sadece Pino'nun dribbling ve uzaktan şutlarına güvenecek olursak bu 3 maçın da skoru belli: 0-0. ÖZellikle ilk karşılaşacağımız Antalyaspor çok katı savunma uygulayan, vakitten çalan bir takım. Necati-Tita gibi adamlarıyla da sonuca gitmeye çalışıyorlar, bir şekilde de gidiyorlar. Bu maçta Galatasaray savunma anlamında Fenerbahçe maçındaki katı savunmayı sadece Necati ve Tita üzerine kurgulamalı. Bu elbette diğer oyuncuların unutulması anlamına gelmiyor zira tüm takım üzerinde geçen haftaki katı savunmayı uygulamaya çalışırsak çok iyi savunulan rakip kalede çok fazla etkili olamayacağımız da aşikar. Baros'un bu maçta da oynamama ihtimaline karşın teknik ekip nasıl bir alternatif üretecek onu da ciddi şekilde merak etmekteyim.

Aslantepe öncesi son virajları Hagi'nin getirdiği havayla kayıpsız atlatabilirsek 2.yarı takımın 1-2 takviyeyle çok daha iyi konumlara geleceğini düşünebiliriz. Ama dediğim gibi o umudun ve havanın yakalanabilmesi için bu 3 maçlık periyot oyun, taktik ve tabii ki sonuç olarak çok büyük önem taşıyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Kadıköy'deki maça hazırlanış çok farklıydı. Galatasaray'ın çok küçük görülmesi, Hagi'yle birlikte gelen yeni hava gibi etkenler takıma olumlu yanısmış. Bir de Hagi'nin sahaya doğru taktikle çıkması da önemli tabi.

Fenerbahçe maçında, Fenerbahçe'nin en önemli 2 ismini (Alex-Niang) Cana ve Neill ile sahadan sildik. Haliyle Fenerbahçe de etkili olamadı. Derbi havası farklı olur kuşkusuz ama ben önümüzdeki maçlarda da, bu maçta olduğu gibi rakibine boş alan vermeyen, mücadele gücü yüksek bir Galatasaray görmeyi bekliyorum. Hagi mücadele etmeyen isimlere kadroda yer vermez zaten.

Antalyaspor zorlu rakip. Ama yine böylesine mücadele edilirse, Antalyaspor'un Sami Yen'den çıkacağını sanmıyorum.

http://jaimelesport.blogspot.com/