15 Kasım 2010 Pazartesi

RERERE RARARA SAMSUN ANTEP ANTALYA


Fenerbahçe maçından sonraki Antalya-Trabzon-Manisa maçları yazısında da belirttiğim gibi bu takımlarla sezonun kaderini belirleyecek 3 maç oynadı Galatasaray. 3 maçta alabildiği 3 puanla da bu sezonu bitirmiş oldu. Bu gerçek, Galatasaraylılara ağır gelmemeli, gelecek sezonları Galatasaray gibi geçirmek istiyorsak bu durumu kabul edip ona göre davranmak durumundayız. Tümünü YaslaBu tip durumlarda, özellikle Türkiye'de hemen teknik adamlara neşter vurulur ve durum kurtarılmaya çalışılır ama daha 3 hafta önce teknik direktörünü göndermiş bir takım olarak Galatasaray'ın böyle bir seçeneği yok, olmamalı da. Türkiye'de yönetimlerin gitmediği gerçeğini de düşündüğümüzde sırada "ruhunu sahaya koymayan(!)" futbolcular var. Devre arasında, belki de devre beklenmeden bazı futbolcular gönderilecek, takımda yeni bir temiz hava yakalanmaya çalışılacak. Ancak bana göre tamamen dibe vurmuş bir takım olan Galatasaray'da oyuncuların hemen hepsinin gönderilme zamanı gelmiştir. Takıma fayda sağlayamayan yerliler Gökhan Zan, Mustafa Sarp, Ayhan Akman, Hakan Balta, Aydın Yılmaz, Ali Turan ve bunlara ek olarak Servet Çetin ile yollar ayrılmalıdır. Yabancı oyunculardan da Türk Futbolu'na uyum sağlayamayan Elano ve Hagi'nin sisteminde yeri olmadığı ortaya çıkan Misimovic de opsiyonu kullanılmayarak gönderilecek futbocular arasında yerini almalıdır. Geri kalan dönem için gerçekten bu takımı hak ettiğine inanılan futbolcular alınabiliyorsa alınmalı, alınamıyorsa kalan kadroya genç oyuncularımız takviye edilerek Aslantepe'ye gidilmelidir. Bu, aynı zamanda yıllardır deyim yerindeyse uyuyan Galatasaray taraftarını da harekete geçirecek, o genç çocukları desteklemek gerektiğini görecek taraftar da uyanacaktır.

Yönetime gelince, Galatasaray'da yönetimler kolay kolay görev süreleri dolmadan görevden ayrılmazlar. Galatasaray Terbiyesi'nin önemli parçalarından biri olduğu kabul edilen bu durum teknik adamlar içinde geçerliydi, ta ki Adnan Polat bu kulübe yönetici olarak girene kadar. Yönetimlerin gitmeme kuralı da Adnan Başkan ile bozulacak gibi görünse de bu yönetime Galatasaray camiası 2012'ye kadar tahammül etmek zorunda diye düşünüyorum. Sportif olarak inanılmaz başarısız bir yönetim olsa da ekonomi, pazarlama vs. alanlarda Galatasaray'a sınıf atlattıkları ortada. Mali olarak bitmiş bir takımı hale yola koymayı başardılar. Bu yönetim kuruluyla sportif başarı gelmeyeceği ortada ama Galatasaray'ın geleceği için 2012 Mart'ına kadar görevde kalmaları gerektiğine inanıyorum. Ancak son dönemlerde ayyuka çıkan yönetim içindeki huzursuzluklar gerçekse artık mali anlamda da büyük iş başarma ihtimalleri kalmamış demektir. Böyle bir şey varsa yönetimin ömrünün çok kısa olduğunu da söyleyebiliriz.

Aslında bu yönetimi 1996 Faruk Süren yönetimi öncesindeki Alp Yalman Yönetimi'ne çok benzetiyorum ben. O yönetimde de sorumlu yönetici Adnan Polat'tı. 4 senede 2 şampiyonluk gibi Galatasaray'ı çok fazla tatmin etmeyecek bir başarı yakalanmış, Avrupa'da adımızı çok fazla duyuramamıştık. Lakin mali olarak çok başarılı olan o yönetim, kendinden sonraki yönetime bankada parası bulnan bir kulüp bırakarak bir anlamda önünü açmış ve sonrasında iş bilen bir yönetimle büyük başarılar gelmişti. Bakalım sportif anlamda büyük başarılar yakalayamayacağımızı bize açıkça gösteren şimdiki yönetimden sonra gelecek yeni yönetimle özlenen çizgimize dönebilecek miyiz?

Hiç yorum yok: