30 Mart 2011 Çarşamba

MİLLİ TAKIM'DA YENİ BİR OLUŞUMA DOĞRU


Ne baştan ne de sondan, ortadan başlayalım. Türk Milli Takımı’nın belki de gelmiş geçmiş en kreatif orta sahasıyla çıktık Avusturya karşısına. Defansı ön planda tutan bir orta saha kullanmayarak oyuna kesinlikle hakim olmak istediğimizi maçın başından itibaren hissettirmemiz önemliydi. Bunu başardığımızı söylememiz mümkün değil belki ama bu tarz oyunculardan kurulu bir orta saha ile başlamamız dahi mantalitemizde önemli bir değişiklik olduğunu gösteriyor. Bu oyuncuların birbiriyle ilk kez aynı anda sahada yer aldığı notu bir ayrıntı olarak görülebilir ancak sistemin ilk etapta %90’larda bir randıman vermemesinin temel nedeni olduğundan bu sistemde ısrar etmekte hiçbir sakınca bulunmuyor, özellikle iç saha maçlarında.

Orta sahanın en gerisinde Almanya Ligi’nde fırtına estiren Dortmund’un ataklarını şekillendiren oyuncuyu, Nuri Şahin’i kullanmak, Nuri’nin mantıklı kullanılmaması olarak lanse edilebileceği gibi, Milli Takım’ın orta sahanın en gerisinde dahi topa hükmedebilecek oyuncu istediği şeklinde de yorumlanabilir. Dün akşamın yorumu tamamen ikincisiydi. Aslında Nuri ile Selçuk İnan’ın yerleri gerek fizik gerekse yaratıcılık yönü açısından farklı da olabilirdi ama o da teknik direktörlük nüansı. Orta sahasında mücadeleci yönü en baskın gelen adam Hamit Altıntop ise o orta saha gönüllerin arzuladığı futbol oynamak isteyen, ileriyi düşünen, topu seven bir orta sahadır. Nitekim Arda Turan ve Mehmet Ekici ile bunu fazlaca yapmaya çalıştık. Ekici ilk resmi maçında ne kadar teknik bir oyuncu olduğunu ortaya koydu ama bu ortama alışması gerek, biraz da futbolunu hızlandırması.

Mücadele olarak karşılaşmayı oldukça isteyen bir takım görmek Türk izleyiciler adına çok önemli. Çünkü karşılaşma sırasında enerjisi oyuncuların enerjisiyle doğru orantılı olarak değişen bir taraftar profilimiz var. Dün bu enerji genel olarak oldukça iyi seviyedeydi. İlk yarıda uyutan tarzda bir futbol olmasına rağmen takımın mücadele olarak takdir kazanması bunun en açık göstergesi olsa gerek.

Hücum anlamında Arda Turan’a çok endeksli bir takımımız var. Gerçi, milli formalı arda Turan bugüne kadar takımının ihtiyacı oluğu her şeyi ortaya koydu, tüm eksiği giderdim Yine de tek oyuncuya fazlaca bağlı kalmak çok riskli bir olay, Hiddink’in en çok yoğunlaşması gereken şey bu olmalı. Bir de Semih Şentürk’ün yedek kalması olayı var ve bunca teknik adamdan sonra kendisini yedek bırakanlar kervanına Hiddink de katıldı. Bu adam hep ilk 11’de olmalı diye haykırmak istiyorum ama susuyorum. Cenk Tosun’un da A Milli Takım için çok büyük katma değer olacağını unutmayalım.

Savunma olarak bakarsak da gayet sağlam duran bir görüntü çizdik maç boyunca. Gökhan Gönül, Servet ve Serdar harika maç çıkardı. Hakan Balta klasik kopukluklarını yine yaşasa da bu seneki performansını çok iyi bildiğimden, “buna da şükür” demek gerek. Milli Takım’ın sol beke acilen ciddi bir çözüm bulması gerekiyor. Hiddink, İsmail Köybaşı’nı direk düşünmediğine göre ona tam oalrak güvenmiyor. Barcelona’nın takibinde olan ve Fransa Genç Milliler’de oynayan Atila Turan’ın tam durumu nedir, o konuda net bir bilgi yok. Savunmada son not bu seneyi harika geçiren Volkan Demirel’e… Kalede inanılmaz sağlam duran bir kaleci. Hata yapmadı mı yaptı, hala yapabilir mi yapabilir. Ancak çok önemli kaleciler dahi takımlarını yakan hatalar yapabiliyor. Ya çoluk çocuğa ya da 41 yaşındaki veteranlara bakan Wenger’in artık uyumaması, Volkan’ı görmesi gerekiyor.

Avusturya’yı yenerek ikincilik için son gücümüze kadar savaşacağımızı gösterdik. Şimdi bundan çok daha zorlu geçecek bir Belçika deplasmanı var. Kaybedersek işimiz mucizeye kalır, kaybetmezsek ikinci olmamamız mucize olur. İşte böylesine bir maç olacak Haziran ayında.

Son haber ise maçtan hemen sonra İlkay Gündoğan ile alakalı… Almanya’yı seçtiğini açıklayan İlkay Gündoğan’ı, Hiddink’in bu hafta sonu Nürnberg-Köln maçında izleyeceği ve ikna için uğraşacağı söyleniyor. Açıkçası bu kreatif orta sahada İlkay Gündoğan’ın kesinlikle yeri var. Hatta takımın ileriye doğru taşınmasını çok daha kolaylaştıracak bir elemen olacaktır. İlkay’ın Nisan’da gireceği okul sınavlarını atlattıktan sonra sezon sonuyla beraber Türkiye’yi seçeceğine dair de bir dedikodu dolaşıyor. İlkay Gündoğan ve Ömer Toprak konuları çok uzadı ve herkes olayları başka bir tarafa çekiyor. Bekleyip görmek lazım…

Hiç yorum yok: