5 Kasım 2009 Perşembe

DİNAMO 0-3 G.SARAY - Cim-Bom Turladı


Sivas maçından sonra 2.maçını da gol yemeden bitirdi Galatasaray. Yazıya direk giriş yapılacak kadar önemli bir olay bu. Çünkü takım savunmasında başarı sağlanmadıkça göze hoş gelen futbol oynayabilir, bol gollü zaferler elde edebilirsiniz ancak kayda değer hiçbir başarıya ulaşmak mümkün değildir. Zaten maçtan sonra Frank Rijkaard da takım savunmasının öneminden dem vurarak bu kurgunun ne kadar mühim olduğunun da altını çizdi. Takım savunmasının son 2 karşılaşmada oldukça iyi görünmesinde orta sahada 3 savaşçı oyuncuyla oynamanın verdiği rahatlığın, rakibi bozma gücünün payı çok yüksek. Mehmet Topal, Barış Özbek ve Mustafa Sarp gerçekten harika pres yapabilen oyuncular. 3 oyuncuyla oynandığında topla çok fazla oynama gereği duymayan Mehmet Topal da asıl görevlerine yani alan daraltmaya, top kapmaya çok daha fazla önem verebiliyor. Son 2 maçta eski günlerine dönüş sinyali vermesinin ana sebebi bu nokta. Burada Elano da oynatılabilir. Belki bir Barış kadar, Sarp kadar pres yapamasa da forvet arkasında olduğundan çok daha fazla koşması sağlanarak, onun kreatif özelliklerinden faydalanılabilir. Bir de Sabri Sarıoğlu gerçeği var tabii. Son 2 aydır inanılmaz yükselen bir form grafiği var ve bu umarım devam eder.

Dinamo Bükreş maçının geneline bakacak olursak deplasmanda oynamasına rağmen %60-65 civarında topa sahip olma yüzdesiyle oynadı Galatasaray. Bu da rakibi çok fazla mahkum ettiğinin göstergesi. Orta sahada savaşçı oyuncu sayısını artırdığınız zaman ilerden bir oyuncu eksilmiş oluyor doğal olarak. Bu maçta Harry Kewell, Arda ve Nonda gol pozisyonu anlamında çok verimli olamadılar. Zira Nonda genelde orta saha oyuncularının arasında dolaşan bir oyuncu konumunda. Bu çift forvet sistemiyle oynayan takımların forvetleri için önemlidir ama tekli sistemde oyuncunun çok fazla geriye gelmesi hücum gücünü oldukça azaltır. Nonda’nın bu sezonki gol vuruşu performansını düşündüğümüzde ileride daha çok topla buluşması G.Saray adına gol pozisyonu anlamında çok daha faydalı olacaktır.Harry Kewell’ın golüne ise diyecek yok. O kontrol, ters ayakla o vuruş ancak Kewell, Alex tarzı oyuncuların yapabileceği bir iş. Yine son golde Mehmet Topal’ın vurduğu şut enfesti. Topal’ın genelde direği sıyırarak auta giden bu tarz şutlarından birinin bir gün gol oalcağı belliydi. Dinamo ise kendi sahasında oynamasına rağmen maçın hiçbir bölümünü Galatasaray yarı sahasında oynayamadı. Bu da G.Saray’ın en çok isteyeceği iş. Rakibi kendi sahasıana hapsettiği zaman öldürücü ayaklarıyla inanılmaz etkili bir takım Cim-Bom. Başa çıkmanın yegane yolu onun hücuma çıkmasını engellemek. Dinamo da bunu başaramayınca bu seyircisiz maçta yenilgi onlar adına kaçınılmaz oldu.

Galatasaray bu galibiyetle bir üst turu garantiledi. Ancak kalan maçlar grup birinciliği adına önemli. Zira grup birincisi olmak diğer grupların ikincilerinden biriyle eşleşebilmek adına oldukça büyük önem taşıyor.

Hiç yorum yok: