9 Kasım 2009 Pazartesi

İYİYDİNİZ ÇOCUKLAR


Yazık oldu. U17 Dünya Kupası’nda çeyrek finalde Kolombiya ile karşılaşan milli takımımız penaltılar sonucunda turnuvadan elendi. Daha evvel turnuvanın başında 2005 yılında bu turnuvaya katılan takımımızı şu yazıda tanıtmış, turnuva sonrasında şu anki takımımızla alakalı bir değerlendirmede daha bulunacağımı söylemiştim. Ne yazık ki turnuvaya beklediğimden erken veda etmiş olduk.

İlk olarak oyuncuları arasında kalite olarak çok fazla uçurum olmayan bir jenerasyon geliyor. 2005 yılındaki takımımızda kaliteli orta sahanın yanında bu kaliteyle boy ölçüşemeyecek kadar vasat bir defans hattımız vardı. Bu takımda öyle değil. Belki hiçbir mevkimiz o zamanki orta saha kadar kalite kokmuyor ancak bu takımımızda çok daha fazla bir senkronizsyon olduğu turnuvada açıkça görüldü. Bir kere son maçta hiçbir penaltı kurtaramasa da kalecimiz Deniz Mehmet oldukça iyi. İngiltere’de West Ham alt yapısında şu anda. 17 yaşında ama boyu 1,92. Savunmaya baktığımızda her zaman sıkıntı yağadığımız bir mevki burası ülke olarak. Ancak bu takımda gerek fizik olsun gerekse hız olsun iyi sayılabilecek stoperler var. Hiçbiri bir John Terry olacağının sinyallerini vermese de bu genç yaşlarında sağlam durdukları kesin. Özellikle Beşiktaşlı Sezer çok güçlü bir fiziğe sahip. Beklerimiz Onur ve Okan da iyiydi. Özellikle Okan kademeye girişi olsun, bindirmeleri olsun çok göze çarptı. Türkiye teknik bir takım olmasıyla bilinir, dolayısıyla orta sahası her zaman en çok göze çarpan bölge olur her yaş grubunda. Bu takımda ise bu böyle olmadı. Orta saha da diğer mevkiler kadar göz önündeydi. Engin Bekdemir, Berkin Arslan ve Ufuk Özbek orta sahada iyi görünen isimlerimizin başında geldi. Özellikle Berkin’in kumaşı oldukça sağlam. Abdullah Ercan bazı maçlarda yedek soyundurdu ama ilerde önemli yerlere gelme ihtimali yüksek bu jenerasyonda Galatasaray’ı tek başına temsil eden sol kanat oyuncumuzun. Forveti ise tek başına kaptanımız Muhammet Demir domine etti. Gerçekten de her türlü özelliği az çok bünyesinde barındırıyor. Fatih Tekke’yi anımsattı zira bu haliyle. Çok çok uzun olmamasına rağmen kafa toplarında da etkili. Ertuğrul Sağlam’ın ona ligde forma şansı vermesini dört gözle bekliyorum.


Millilerimizin turnuvadaki performansına baktığımızda grupta nispeten daha zayıf görünen Kosta Rika, Burkina Faso ve Yeni Zelanda ile oynadık. Gruptan 2 galibiyet ve 1 beraberlikle rahatça lider olarak çıktık. Son 16 diyebileceğimiz 2.turda rakibimiz Birleşik Arap Emirlikleri oldu. Onlar karşısında da çok uzun süre 10 kişi oynamamıza rağmen zorlanmadık ve 2-0 kazandık. Çeyrek finaldeki rakibimiz Kolombiya da son 16’da Arjantin’i 2-0 geriden gelerek 3-2’lik sonuçla saf dışı bırakmıştı. Nitekim yarı final maçına da hızlı başlayan taraf bizi olduk ve kaptanımız Muhammet ile öne geçtik. Maçın son dakikasında beraberliği yakalayan Kolombiya penaltılarda gülen taraf oldu. Ancak maç içerisinde Kolombiya’lı oyuncuların birbirlerine olan bağlılığının bizimkilere göre daha fazla olduğunu gözlemledim. Bu da önemli bir nokta.

Bu tip turnuvaları kazanmak tabii ki çok önemli ama asıl amaç A Milli Takımlarda ve kulüplerin A Takımlarında oynayabilecek oyuncular yetiştirmek. Geçen turnuvadaki Nuri Şahin örneğinde olduğu kadar çok fazla parlayan bir oyuncumuz belki yok ancak 4 yıl sonra bu takımı değerlendirdiğimizde A Takımlarda oynayan oyuncu sayısının kendilerinden 4 yaş büyük ağabeylerine göre daha fazla olacağı kanısındayım.

Hiç yorum yok: