2 Kasım 2009 Pazartesi

GENÇLERBİRLİĞİ 0-2 MANİSASPOR


Memleketimin takımını yalnız bırakmak olmazdı. Hele ki FM Araştırması’nda sorumlu olduğum bir diğer takımla karşılaşırken. Ankara’da bulunan 20 Manisalı’dan biri olarak ben de 19 Mayıs Stadı’nın ,bilenler için söylüyorum, saatli kale arkasında yerimi aldım. Karşılaşma öncesi sayıları çok fazla olmayan Gençlerbirliği taraftarlarının Mesut Bakkal’a yaptığı tezahüratlar görülmeye değerdi. Eski hocalarını unutmamışlar. Maça Manisaspor hızlı ve golle başladı. Yiğit Gökoğlan’ın serbest vuruşunda top Ergin’in önüne düştü ve gol oldu. Ergin bu maçta iyi dribblingler yaptı, gol de attı ama hala Süper Lig için yeterli olduğu kanısında değilim. Thomas Doll ile birlikte iyi görüntü vermeye başlayan Gençleri bu maçta tanımak imkansızdı. İnanılmaz kötü oynadılar, takımda ayakta kalmaya çalışan oyuncular 2 gol yemesine rağmen yedek kaleci Ulaş, ve çalım makinası Hurşit Meriç’ti. Ulaş demişken as kaleci Serdar’ın babasının ölümü nedeniyle oynayamadığını, Hurşit demişken de G.Birliği seyircisinin mağlup durumdayken dahi sadece Hurşit’i alkışladığını belirtmek isterim. G.Birliği seyircisi, aslında böyle bir topluluk olup olmadığı da ayrıca tartışılır, yeri geldi küfür etmeden alkışlarla tepkisini gösterdi, yeri geldi takımına önemli destek de verdi. Manisaspor uzun süren duraklama dönemini Kayseri deplamanında rakibi kupadan eleyerek aşabileceğini göstermişti. Ankara’dan rahat bir futbolla alınan 3 puan da harika oldu. Manisaspor’da en çok göze çarpan oyuncu ise tartışmasız Kalabane idi. Hiçbir topu rakibe vermedi. Özellikle kafa toplarında savunmada ve hücumda çok başarılıydı. 2 gol bulmasına ve daha fazlasını kaçırmasına karşın Manisaspor’da herhangi bir hücum oyuncusu çok fazla göze çarpmadı. Bu da takım oyununun sahaya güzel bir yansıması olarak kabul edilmeli. Tabii takımlarımızın en büyük sıkıntısı güzel futbollarını uzun haftalara yayamamaları. Bakalım Manisaspor bunu başarabilecek mi?

İlhan Cavcav’ın son yıllarda birkaç başarısız sonuçta hocayı gönderme gibi bir alışkanlığı var. Uarım 1-2 başarısız sonuç daha gelse bile Thomas Doll gibi bir hocayı göndererek Gençlerbirliği’nin uzun vadedeki yüksek ihtimalli çıkışını engellemez. Son yorumlarım da biraz FM gözlüğüyle izlediğim 3 oyuncu için. Maniaspor’dan Yiğit Gökoğlan, Gençlerbirliği’nden Hurşit ve Aykut Demir. Bir kere Aykut ve Hurşit Hollanda çıkışlı. Yani gurbetçi futbolcularımız. Açıkçası ikisi de ülkemize gelene kadar buradalarda çok tanınan futbolcular değildi. Her ne kadar Aykut ümit milli takımımızda oynasa da ümit futbolcularımızı ne yazık ki çok fazla takip eden bir futbol kitlemiz yok. Bu sezon büyük çıkışı var 2sininde. Bu maçta da Hurşit arkadaşlarından yeteri kadar top alamasa da elinden geleni yaptı. Çalım attı, orta kesti, çabaladı. Aykut sezon içinde sürekli defansın kanatlarında görev yapmıştı. Bu maçta göbekte oynadı. Açıkçası çok parlak değildi. Ama sağlam, kafası yukarda oynayabilen bir futbolcu. Yiğit Gökoğlan da genelde sonradan oyuna girerdi ama bu maçta 11 başladı ve 1 asisti var. Çok hızlı, rakibi yıpratan bir oyuncu ancak orta yapma ve kondisyon konusunda önemli eksikleri var. Ayrıca önemli bir kulübe transfer yapmak istiyorsa biraz daha güçlenmeli. Sonuç olarak soğuk havada da olsa zevkli bir Turkcell Süper Lig maçıydı. Manisaspor’u tebrik etmek gerekiyor.

Hiç yorum yok: