24 Kasım 2009 Salı

İŞİN ZOR be UŞAĞUM


Sadri Şener, Nuri Albayrak’tan sonra başkanlık koltuğuna oturduğunda Trabzonspor taraftarı derin bir nefes almıştı. Benim de hemfikir olduğum, Nuri Albayrak’ın Trabzonspor’u gerçekten kötü yönettiği düşüncesi tüm Trabzonspor taraftarlarında hakimdi. Zaten Sadri Şener daha evvel de başkanlık yapmıştı ve 1996 yılında son haftada şampiyonluğu kaybeden takımı kuran başkan olarak hafızalarda yer etmişti. Böyle bir başkanın hele ki Nuri Albayrak’tan sonra göreve gelmeyi kabul etmesi, Trabzonsporlulular tarafından bulunmaz bir nimet olarak kabul edildi.
Göreve geldiğinde, o dönem kötü günler geçiren takımdan Ersun Yanal’ı göndermemesi doğruydu. Ersun Hoca yeni gelmişti, takımın enkaz olduğu da düşünülürse dengeli kurulan bir takımla önemli işler yapması muhtemeldi Ersun hocanın. Ayrıca Rubin Kazan’a gönderilen Gökdeniz’den elde edilen 9 milyon avroluk gelir, daha evvel ki Fatih Tekke ve Stepanov’un girdileriyle birleşince ortaya çok iyi bir bütçe de çıktı. Ertesi sezon hedefi 3.lük olarak belirleyen Şener yönetimi 20 küsur transferle Yanal önderliğinde kurulan takımın lige iyi başlamasıyla havaya girdi. Başlarda adı geçmemesine rağmen 11-12.haftadan itibaren şampiyonluk sözleri literatüre yeniden girdi. Gerçekten de Trabzon 1-2 maç dışında çok da puan kaybetmedi. Ersun Yanal’ın ilk 10 haftadan sonra düşüşe geçen takım portresi bu kez son 10 haftaya kadar hortlamadı. Ligde ilk 3 hedefini hemen hmen gerçekleştirmesi kesinleşen takım son 10 haftada bir anda kötü gitmeye başladı ve Ersun hocayla yollar hemen ayrıldı. Yerine geçen genç Ahmet Özen ile işler rayında gitti ve Trabzon sezonu 3.sırada tamamladı. Son hafta galip gelse 2.bitirecek durumu da vardı.

Ama ne olduysa buradan sonra oldu. Sadri Başkan bu dakikadan sonra icraatlarında istikrarsızlğa doğru yol aldı ne hikmetse. Ahmet hocanın yerine tecrübeli bir teknik adam gelecekti ama bunun Samet Aybaba olacağının açıklanması camiada büyük bir kavga başlattı. Yönetimden Samet Aybaba’yı veto eden isimlerin büyük baskısıyla Samet Hoca’dan vazgeçildi. Bu karar doğruydu zira Samet Aybaba o dönemde psikolojik olarak çökmüştü. Bırakalım Trabzon gibi üst sıralara oynayan bir takımı, düşmemeye oynayacak bir takıma dahi verecek bir şeyi yoktu. Açıkçası futboldan anlayan o birkaç yöneticinin olağanüstü kongreyle kulüpten uzaklaştırılması, Sadri Başkan’ın çevresine karşı ne kadar kapalı olduğunu gösteren bir faktör olarak kaldı.

Türkiye’yi tanıyan teknik direktörler dahi Trabzon’da başarısız olabiliyorlar. Trabzonspor’un başarılı olduğu hocalar hep yerli ve Trabzon’u bilen isimler. Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer ve Şenol Güneş... Bunların yanına bir de Ziya Doğan’ı koyabiliriz. Dolayısıyla bırakalım Trabzon’u ve Trabzonspor’u, Türkiye’yi bile ne kadar tanıdığı şüpheli olan Hugo Broos’un göreve gelmesi ne kadar doğruydu? Hazırlık maçlarında alınan iyi skorlar göz boyadı belki ama bu skorlar lige bir türlü yansıtılamadı. Sabırsız Trabzon halkı da bir yere kadar dayanabildi ve Bross da gitti.

Şimdi yine Şenol Güneş’in, Fatih Tekke’nin döneceği söyleniyor. Güneş Ve Tekke illa ki bir yer kadar çare olacaktır, başarılı isimler bu kişiler zira. Ancak asıl önemli olan ise eleştirilere çok takmaması gereken Sadri Şener’in bir an evvel ilk geldiği günlerdeki gibi pozitif bir havaya bürünebilmesi. Ancak bu olduğunda kaybolan bu sezonun ardından gelecek sezonun temelleri sağlam bir şekilde atılabilir. Aksi halde Şenol Güneş de daha evvel 3 kez olduğu gibi ayrılmak zorunda kalacaktır.

Hiç yorum yok: