12 Eylül 2009 Cumartesi

GÜZEL BİR GÜN OLSUN

Bugün 2 çok önemli maç var Türk sporseverler için. Önce ilk grubu 3 maçta 3 galibiyetle kapatan 12 Dev Adam son Dünya Şampiyonu İspanya karşısında namağlup seriye devam etmeye çalışacak. Akşam 21.00’da da Ali Sami Yen Stadı’nda sezona harika transferler ve en az bir o kadar harika sonuçlarla giren Galatasaray, geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu Beşiktaş’ı ağırlayacak.

Öncelikle erken(16.45) oynanacak Türkiye – İspanya maçına baktığımızda, karşımızda kesinlikle çok çok iyi bir kadro var. Hatta bizden daha iyi olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Oyun kurucuları Jose Calderon kadroda olmasa da 18 yaşındaki Ricky Rubio, Rudy Fernandez ve tabii ki Pau Gasol çok önemli oyuncular. Oyunu istedikleri zaman rahat domine edebilen yapıları, çok ince bilekleri var. Bu kadar teknik bir takım olmalarına rağmen savunma sertliğini de rahatça sergileyebiliyorlar ve uzunları oldukça etkili. İlk grup maçlarında kendilerinden beklenen performansı ortaya koyamadılar ve Sırbistan’dan sürpriz bir mağlubiyet aldılar. Bu bizim için avantaj olduğu kadar dezavantaj da teşkil edebilir. Zira, son Avrupa Şampiyonası’nda ABD asıllı Rus guard J.R. Holden’ın son saniye basketiyle kaybettikleri kupayı bu kez kesinlikle kazanmak istiyorlar. Bizim cephemizde ise olay biraz farklı. İspanyollar bizden daha kaliteli bir takım olabilir ama biz de takım olma yolunda inanılmaz ilerledik. Ayrıca bu turnuvada konsantrasyonumuz da çok üst seviyede. Yoksa serbest atış yüzdesinde birinci sırada olmamız nasıl açıklanabilir ki? Bugün her zaman üst düzey katkı vermeleri mecburi olan Hidayet ve Ersan’a en az bir kısa, iki uzunun katılması gerekiyor galibiyet için. Bu sayılar çok abartı değil. Ender ve Oğuz turnuva başından beri bu görevi layıkıyla üstlendiler, Ömer Aşık da son Polonya maçındaki performansını sahaya yansıtabilirse en azından başa baş bir oyun olacağını rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten bu maçı kazanırsak artık tüm hedefimiz 2.grubu da 1.bitirerek diğer grubun 4.sünü beklemek olacak.


Bu karşılaşma bittikten sonraysa tamamen derbi düşünülmeye başlanacak. Lige fırtına gibi giren ve 4 te 4 yapan Galatasaray evinde 4 maçta 6 puanı olan Beşiktaş’ı kesinlikle yenmek isteyecektir. Zaten Beşiktaş bu karşılaşmadan eli boş ayrılırsa daha 5.haftadan 9 puan geriye düşmüş olacak. Karşılaşma sırasında yoğun bir yağış bekleniyor. Gerçi üstü yeni kapatılan Alpaslan Dikmen(Eski Açık) tribününün ev sahibi tarafında oturacak olan Galatasaraylılar şanslı. Misafir tarafında henüz çalışmalar tamamlanamadı, Galatasaray yönetimi de BJK taraftarına hem bu maçın hatırası hem de hava koşulları karşısında koruyucu olması maksadıyla yağmurluk dağıtacağını açıkladı.


Kadrolara gelirsek Beşiktaş’ın başında Mustafa Denizli varken muhtemel bir kadrosu olacağını zannetmiyorum. Denizli, her an lüzumsuz kadrolar çıkarabilecek yapıda bir teknik adam. Orta sahayı kalabalık tutacağını, ileride Nobre veya Bobo’yu hızlı bir forvetle(Nihat veya Holosko) desteklerken bunları da Tabata ile beslemeye çalışacağını düşünüyorum ama dediğim gibi Denizli’nin ne yapacağı hiç belli olmaz. Galatasaray cephesinde de bu anlamda görüntü çok farklı değil. Rijkaard da oyuncuları dinlendirerek kullanmayı çok seviyor. Herkese yeri geldiğince forma vermeye çalışıyor. Dolayısıyla bugün son maçında 4 gol atan Baros’un oynama ihtimali yüksek olsa da Nonda’yı görürsek çok fazla şaşırmayız herhalde. Veya Brezilya’dan geç dönen Elano kulübede olabilir. Ama Galatasaray’ın da orta sahada 2 savunmacı oyuncuyla denge sağlayacağı, öndeki 4 oyuncu ile de Beşiktaş savunmasını yıpratacağı en mantıklı ihtimal gibi görünüyor. Bunu yaparken beklerden de hücum anlamında maksimum randımanı isteyecektir Rijkaard. Kilit oyuncular olarak Galatasaray’dan tabii ki kaptan Arda Turan, Beşiktaş’tan ise ilk maçına çıkacak Tabata ve Tello gösterilebilir. Hava koşullarının ve hakemin maçın önüne geçmemesi halinde Galatasaray için kolay, Galatasaray taraftarı için de oldukça zevkli bir karşılaşma olacağını tahmin ediyorum.

Hiç yorum yok: