Fenerbahçe Türkiye Kupası'nda finale her çıktığında yıllardır alamadığı muahbbeti dönüp dururken bu kez de son kupanın 27. yıl dönümüymüş. Zaman çabuk geçiyor. Ancak bu final öncesinde bir diğer konu ise yine bir 5 Mayıs'ta, 5 Mayıs 1996'da oynanan Trabzonspor - Fenerbahçe şampiyonluk maçıydı. O maçı kaybeden Trabzonspor şampiyonluğu da kaybetmişti bir anlamda. Yaşımız Fenerbahçe'nin son şampiyonluğunu görmeye yetmiyor, daha genciz çok şükür de, 1996'daki o maçı hatırlamamk elde değil. O dönemde de teknik direktör Şenol Güneş'ti ve belki oyuncular o heyecanı hissedemez ama Şenol Hoca'nın o maçla alakalı karışık duygular içinde olmaması bence mümkün değildi. Şenol Güneş'in basın toplantısında belirttiği gibi Trabzonspor için kötü geçen bir sezonun bomboş kapanmaması adına maçı çok istediler. Fenerbahçe'de de 27 senenin getirdiği burukluk ve arzunun büyük bir hırsa dönüşeceği kanaatindeydim ancak Fenerbahçe oldukça silikti, son izlediğim Kasımpaşa maçındaki kadar dahi istek yoktu.
Maça arzulu başlayan da Trazbzonspor oldu zaten, her ne kadar becerikli gol ayakları olmasa da önde basıp şanslarını denediler ancak ilk yarıda pozisyon da bulmalarına rağmen gol atamadılar. Burada şu çok açık ki, Trabzonspor, Umut Bulut'u 3.forvet konumuna düşürecek çok kaliteli 2 forvet oyuncusu almak zorunda. Yoksa ligde şampiyonluk kovalama ihtimali zayıf. Fenerbahçe ise çok temposuz olduğu ilk yarı boyunca 1-2 kanat akını ile gelse de bunlar gol için yeterli olmadı. fenerbahçe'nin de sıkıntısı forvette. Bu iş ne Güiza ne de onu sürekli ilk 11'de oynatan Daum ile olmayacak, bu görülmeli.
2.yarıda da ilk yarının benzeri bir futbol sürerken Burak Yılmaz'ın deyim yerindeyse "mallığı" sonucunda Fenerbahçe golü buldu, Alex'in gol attığı da iyi oldu zira maçı izleyenler onu başka türlü göremeyecekti. Bu dakikadan sonra maçı daha da ciddiye alması gerektiğini anlayan Trabzonspor, zaten güven vermeyen Fenerbahçe'nin üstüne daha fazla gitti ve golleri buldu. Özellikle 2.golde Fenerbahçe savunmasındaki o büyük boşluğa anlam veremedim. Bunda Daum'un Emre Belözoğlu'nu oyundan alarak Deivid'i sokmasının payı büyük. Emre savaşan bve ortayı toplayan bir adamdı ve bundan mahrum kalan Fenerbahçe'nin dengesiz yakalanması da doğal.
2.golü atan ve maçın adamı seçilen engin Baytar'dan da çok bir şey beklenmemeli, yeri gelmişken söylemek lazım. Yaratıcılık 0'a yakın ve bu bir orta saha oyuncusu için büyük handikap. Trabzonspor kupayı aldı ve gelecek sezon Avrupa mesaisine 19 Ağustos'ta seribaşı olmaksızın başlayacak. Bu seneki gibi Toulouse faciası yaşamamak için daha geniş ve daha derli toplu bir kadro kurmak gere. Fenerbahçe ise iyiden iyiye ligdeki son 2 maça verecek kendisini. Kupada final kaybetmeye alışan Fenerbahçeli topçular üzerinde bu maçın herhangi bir moral bozukluğu oluşturacağını düşünmüyorum. Lakin maçtan sonra ağlayan Daum'un ağır bir travma yaşadığı belli. Pazar'a kadar bu etkiden kurtulabilecek mi göreceğiz.
Maça arzulu başlayan da Trazbzonspor oldu zaten, her ne kadar becerikli gol ayakları olmasa da önde basıp şanslarını denediler ancak ilk yarıda pozisyon da bulmalarına rağmen gol atamadılar. Burada şu çok açık ki, Trabzonspor, Umut Bulut'u 3.forvet konumuna düşürecek çok kaliteli 2 forvet oyuncusu almak zorunda. Yoksa ligde şampiyonluk kovalama ihtimali zayıf. Fenerbahçe ise çok temposuz olduğu ilk yarı boyunca 1-2 kanat akını ile gelse de bunlar gol için yeterli olmadı. fenerbahçe'nin de sıkıntısı forvette. Bu iş ne Güiza ne de onu sürekli ilk 11'de oynatan Daum ile olmayacak, bu görülmeli.
2.yarıda da ilk yarının benzeri bir futbol sürerken Burak Yılmaz'ın deyim yerindeyse "mallığı" sonucunda Fenerbahçe golü buldu, Alex'in gol attığı da iyi oldu zira maçı izleyenler onu başka türlü göremeyecekti. Bu dakikadan sonra maçı daha da ciddiye alması gerektiğini anlayan Trabzonspor, zaten güven vermeyen Fenerbahçe'nin üstüne daha fazla gitti ve golleri buldu. Özellikle 2.golde Fenerbahçe savunmasındaki o büyük boşluğa anlam veremedim. Bunda Daum'un Emre Belözoğlu'nu oyundan alarak Deivid'i sokmasının payı büyük. Emre savaşan bve ortayı toplayan bir adamdı ve bundan mahrum kalan Fenerbahçe'nin dengesiz yakalanması da doğal.
2.golü atan ve maçın adamı seçilen engin Baytar'dan da çok bir şey beklenmemeli, yeri gelmişken söylemek lazım. Yaratıcılık 0'a yakın ve bu bir orta saha oyuncusu için büyük handikap. Trabzonspor kupayı aldı ve gelecek sezon Avrupa mesaisine 19 Ağustos'ta seribaşı olmaksızın başlayacak. Bu seneki gibi Toulouse faciası yaşamamak için daha geniş ve daha derli toplu bir kadro kurmak gere. Fenerbahçe ise iyiden iyiye ligdeki son 2 maça verecek kendisini. Kupada final kaybetmeye alışan Fenerbahçeli topçular üzerinde bu maçın herhangi bir moral bozukluğu oluşturacağını düşünmüyorum. Lakin maçtan sonra ağlayan Daum'un ağır bir travma yaşadığı belli. Pazar'a kadar bu etkiden kurtulabilecek mi göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder