Galatasaray son 2 sezondur hiç bir işi taraftarları için kolaya çeviremediği gibi şimdi de lig 3.lüğünü tehlikeye attı. Anlamsız bir futbol oynadığı maçta 1-0'da öne geçmişken Ali Sami Yen'de Antalyaspor'a yenilmek, hedefsiz de kalınsa, şampiyonluk kaçmış da olsa kabul edilesi bir şey değil. Hadi Antalyaspor'a kupadan elenmek hırslandırmaya yetmedi, tatilden erken dönecek olmak da mı kendinizi biraz sıkmak için yeterli olmuyor be arkadaş. bir oyuncunun e ksikliği takımı çok da etkilemez ve etkilememeli denir ve doğrudur ancak Milan Baros Galatasaray'ın her şeyi konumunda, bunu dün bir kez daha görmüş olduk. Baros olsa rahat kazanılacak bir karşılaşma, doğru düzgün pas yapılamayan kısır bir maça dönüşüyorsa, bunu düzeltmeye önümüzdeki 2,5 ayın yetip yetmeyeceği konusunda bende de kuşkular oluşması çok doğal.
Maçtan sonra çıkan Frank Rijkaard'a duyulan güvenin azalması spekülasyonları da ayrı bir muamma. Takımın ortaya kişilik koyamadığı doğru ancak hoca gönderilecekse de bu akrarın sadece Antalya maçıyla alınması yine anlık ve yanlış olur. Zira Barcelona'da da ilk senesinde oldukça sıkıntı yaşayan Rijkaard'a, o da kalmak istiyorsa tabii, en azından 1 sezon daha şans verilmeli. Kadro ve oyuncular hakkında yazılacak çok da bir şey yok. 18 kişinin yarısından fazlasının değişeceği bir kadroya yorum yapmak dahi gereksiz olacaktır zira.
Son nokta da Emre Aşık ve taraftarın yavaş yavaş tepki gösterdiği eski futbolcular için. Emre Aşık iyi niyetle, gönderilmesine ve geri dönmesine karşın büyük bir profesyonellikle hizmet ettiği camiadan hak ettiği gibi uğrulandı diyebiliriz. Emre her ne kadar yaşlanmış da olsa, takımdan artık ayrılması absürt olmasa da, şu Galatasaray defansında sırıtır mı, özellikle 2.yarıdaki defansta iyi olmasıyla sırıtabilir. Diğer yandan Hakan Şükür'ün başını çektiği eski oyuncuların yönetimi sürekli eleştirmesine de bozulduğunu da belli etmiş oldu taraftar. ben bu taraftarların yönetime nispeten yakın olduğunu düşünüyorum. Eski oyuncuların yönetimi bombalaması ne kadar yanlışsa bu yönetim-taraftar işbirliği de bir o kadar yanlış...
Maçtan sonra çıkan Frank Rijkaard'a duyulan güvenin azalması spekülasyonları da ayrı bir muamma. Takımın ortaya kişilik koyamadığı doğru ancak hoca gönderilecekse de bu akrarın sadece Antalya maçıyla alınması yine anlık ve yanlış olur. Zira Barcelona'da da ilk senesinde oldukça sıkıntı yaşayan Rijkaard'a, o da kalmak istiyorsa tabii, en azından 1 sezon daha şans verilmeli. Kadro ve oyuncular hakkında yazılacak çok da bir şey yok. 18 kişinin yarısından fazlasının değişeceği bir kadroya yorum yapmak dahi gereksiz olacaktır zira.
Son nokta da Emre Aşık ve taraftarın yavaş yavaş tepki gösterdiği eski futbolcular için. Emre Aşık iyi niyetle, gönderilmesine ve geri dönmesine karşın büyük bir profesyonellikle hizmet ettiği camiadan hak ettiği gibi uğrulandı diyebiliriz. Emre her ne kadar yaşlanmış da olsa, takımdan artık ayrılması absürt olmasa da, şu Galatasaray defansında sırıtır mı, özellikle 2.yarıdaki defansta iyi olmasıyla sırıtabilir. Diğer yandan Hakan Şükür'ün başını çektiği eski oyuncuların yönetimi sürekli eleştirmesine de bozulduğunu da belli etmiş oldu taraftar. ben bu taraftarların yönetime nispeten yakın olduğunu düşünüyorum. Eski oyuncuların yönetimi bombalaması ne kadar yanlışsa bu yönetim-taraftar işbirliği de bir o kadar yanlış...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder