20 Mayıs 2010 Perşembe

NUR TOPU GİBİ ŞAMPİYON


Uzun bir aradan sonra bloga dönerken bu uzun arada bozulan bilgisayarımın büyük payının olduğunu belirtmeliyim. Hoş, bilgisayarım için internette yemediği küfür kalmayan Sertech Bilgisayar'dan henüz bir haber alamadım ve bu da blog adına hiç de hoş bir haber değil ama yazabildiğimiz kadar yazacağız makine gelene kadar, yapacak çok da bir şey yok. Bunun dışında gündem tabii ki Bursaspor'un şampiyonluğu ve dolayısıyla Ertuğrul Sağlam'ın Türk Futbolu'nu derinden sarsan başarısı üzerine.

Bursaspor'un tabuları yıkarcasına kazandığı şampiyonluk Türk Futbolu için çok önemli bir zamanda gelmiş oldu. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı almak için oldukça iddialı olduğumuz bu dönemde Anadolu'nun inanılmaz heveslenmesini sağlayacak bu şampiyonluk çok önemliydi. 1993 yılından beri düzenlenen Şampiyonlar Ligi'nde ilk kez Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş dışında bir Türk takımının yer alacak olması da ülke futbolumuzun gelişmesi açısından büyük bir aşama olarak kabul edilebilir. Bursaspor'un yaptığı iş, Sivasspor'un geçen sezon yaptığından, şampiyonluğu kazanmasından ziyade bu başarıyı ve şampiyonluğu sindirebilecek kapasitede bir şehir olmasıyla da sıyrılıyor. Bu bağlamda Bursaspor'un başarı kalıcılığını sağlama ihtimalinin hiç de az olmadığını belirtmek istiyorum.

Kadrosuna baktığımızda Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ile boy ölçüşmesini beklemediğim ama genel olarak hiç de kötü olmayan bir kadroya sahip Bursaspor. 4.lüğün bile onlar için başarı sayılacağını düşündüğümüzde şampiyonluğun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Kadronun sezon içindeki durumuna bakarsak, Ivankov, Ömer Erdoğan, Ali Tandoğan, Ozan İpek, Volkan Şen, Turgay Bahadır ve Batalla verebilecekleri maksimum katkıdan daha fazlasını verdi belki de. 7 oyuncudan böylesine verim aldıktan sonra başa güreşmek çok da zor değil açıkçası. İbrahim Öztürk, Hüseyin Çimşir, Bekir Ozan, Ergic, Zapotocny gibi oyuncular da maksimuma yakın oynayınca başa güreşmek şampiyonluk olarak evrim geçirdi. Bu kadronun en parıldayan ismi Sercan Yıldırım'ın 2 grupta da yer almadığına dikkat etmek lazım. Çok kötü bir sezon geçirmemesine rağmen Sercan maksimumunun yakınlarında dahi dolaşmadı. Ve buna karşın Bursaspor'un bu başarıya ulaşabilmesi bence çok daha anlamlı.

Gelelim bence başarıdaki en büyük paya sahip adama. Kadrodan da, yönetimden de çok daha fazla paya sahip çünkü geçen sezon hemen hemen aynı kadro ve tamamen aynı yönetimle devraldığı kulüp çok zor bir durumdaydı. sihirli bir değneği varmışçasına 2.yarı kulübü yenilmez armada haline getirdi ve ligi 6.bitirmeyi başardı "adam gibi adam" Ertuğrul Sağlam. Bu sezon başa güreşmek hedefini korkmadan ortaya koyması, hatta çekinmeden, ki bu çekinmemezlikte büyük takım çalıştırmış olmasının da payı büyük, şampiyonluk sözcüğünü kullanması bu genç ve yetenekli kadroyu gaza getirmeye yetti. Şampiyonluk sözcüğünü kullanmanın bu kadar yakıştığı başka bir isim varsa bi göstersin arkadaşlar diyorum Ertuğrul hoca için. Tamam, başarılı adamları çok severim ve öz ağabeyim gibi gördüğüm isimler vardır, Hakan Şükür, Fatih Terim, Ergün Penbe, Bülent Korkmaz gibi. Hepsinin ortak yanı Galatasaraylı olmaları ve Türk Futboluna çok şey katmalarıdır. Şimdi bu gruba bir isim daha eklendi hem de geçmişte bir akşamlığına Galatasaray forması giymiş olsa da Galatasaray çatısı altında hiç bulunmamış bir adam: Ertuğrul Sağlam. Samsunspor'da kümede kalmak, Kayserispor'da Avrupa Kupaları'na katılmak, Bursaspor'da şampiyonluk... Kend dönemleri içinde çok büyük başarılar bunlar. Daha 40'ına gelmeden bunları başarabilen bir teknik adamı ayakta alkışlamak gerekir, bir de Yıldırım Demirören'e parantez açmak. Yıllardır şampiyon olmayı bırakın potaya giremeyen takımı ilk senesinde potaya sokmuş, hakemler tarafından belki de şampiyonluğu gasp edilmiş bir hocayı, Ertuğrul Sağlam'ı, lider durumdayken bir anlık gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde bir tutumla gönderen Yıldırım Demirören, kendileriyle oynadığı maçta Beşiktaş'ın 6'da biri bütçeli bir takımla hem de 1,5 sezon içinde şampiyonluğu yakalayan Sağlam'ı görünce ne düşündü acaba? Neyi düşünecek kulüpten alacağı 50 milyon doları tabii ki!!!

Asıl önemlisi gelecek sezon katılacağı bir Şampiyonlar Ligi macerası olacak Bursaspor'un. Şu rakip bu rakip tartışmasından önce ülkemizi en başarılı şekilde temsil etmesi önemli. İlk kez katıldığı bu arenada alınacak puan, atılacak goller dahi önemliyken eğer Bursaspor UEFA Kupası'na katılmayı başarırsa benim başım gözüm üstüne. Hoş, elense de bu seferlik gözümüzü kapatacağız, şimdiden rahatlıkla söyleyebilirim bunu. Sadece Şampiyonlar Ligi'nde 25-30 milyon avro gelir elde edecek Bursaspor'un bu bilinçli tavrını devam ettirmesi halinde büyük takımlara çok daha büyük sıkıntılar, çok daha büyük faturalar çıkaracağını düşünmek hiç de zor görünmüyor bana. Yolun açık olsun Bursaspor...

Hiç yorum yok: