13 Haziran 2010 Pazar

ALMANYA 4-0 AVUSTRALYA


Adam akıllı hatırladığım ilk büyük turnuvam Euro 96'ydı ve o turnuva öncesi kime sorsanız şampiyonluk için en büyük favori olarak Almanya'yı gösterirdi. Köpke, Helmer, Sammer, Möller, Bierhoff ve Klinsmann'lı kadrosuyla gerçekten favori olan Almanlar o turnuvayı kazanmayı başardı. O turnuvadan sonra bir daha hiçbir zaman en büyük favori olarak gösterilmedi Almanya. Hiçbir turnuvada peşin favori gösterilmemesine karşın aradan geçen 3 Avrupa Futbol Şampiyonası ve 3 Dünya Kupası'nda 1 kez final, 1 kez de yarı final oynamayı başardı. Dolayısıyla o bilindik Alman disipliniyle her zaman bir turnuva takımı olduklarını gösterdi bize. Hoş, hala şampiyon olamazlar diyorum ama 2.Lig topçularıyla gelse dahi Almanların turnuva takımına, disiplinine sahip olduğu, her an başarı yakalayabilecek kapasitede olduğu aklımızdan çıkmamalı.

Maça dönersek, kadroları ilk gördüğümde Avustralya'nın şansının neredeyse "0" olduğu bas bas bağırıyordu.2006 Dünya Kupası'nda turnuvaların Gandalf'ı(Arda Ünal burayı çok sevecek) Guus Hiddink ile hoş bir seda olan Avustralya'yı, aradan geçen 4 yılda sadece oyuncuların yaşlanması değil, kilit oyuncuların yerine yenilerini koyamaması da çok etkilemiş. Dünya Kupası'na daha kolay katılabilmek için elemeleri oynadığı kıtayı dahi değiştiren Avustralya bu gidişle o Asya'dan da çıkamaz hale gelecektir. Neyse konuyu dağıtmadan, 2006'da takımın hücum gücünü oluşturan 4'lü Kewell - Viduka - Bresciano - Cahill'den sadece Cahill sahadaydı bugün, o da asıl yeri olan orta saha yerine Per Mertesacker'in kucağına atılmış bir şekilde forvette oynadı. Bu tip adamların forvette olduğunda nasıl sıkıntı yaşadıklarını bu kış Arda Turan örneğinde gördük, zira Cahill de yokları oynadı ve haksız bir kartla atıldı.Teknik adam Pim Verbeek, Guus Hiddink'in eski yardımcısı ancak Guus Hiddink'in çok yönlülüğünü, oyuna doğru müdahale etmesini Pim'de ben göremiyorum. Avustralya özellikle Cahill'in atılmasından sonra yokları oynadı, sadece ilk yarıda Neill'ın Almanya forvetleriyle tek başına iyi mücadelesini beğendim.

Almanya'ya bakarsak, karşılarında çok iyi bir takım yoktu belki ama turnuvalarda ilk maçta böyle sonuçlar almak kolay değildir. Nitekim şimdiye kadar oynanan 7 maçın İddaa tabiriyle "alt" bitmesi de bunu gösteriyor. Bu "üst" biten ilk maç oldu ve bunu da Almanya tek başına sağladı. Bu gece aslında üzüntülüyüm, Türk Milli Takımı'nın ne kaybettiğini bir kere daha net bir şekilde görmüş olduk. Mesut Özil Alman Milli Takımı'nın maestroluğuna soyundu bile. Gerçekten olağanüstü bir performans gösterdi Mesut. Bizim takımımızda Arda ve Sercan ile ne giderlerdi yahu... Hatta oyundan çıktıktan sonra Almanya'nın vitesi bir daha eskisi gibi yükselemedi, skorun kopmuş olmasının da payı var elbette fakat Mesut onlar adına bir hayli fark ettiriyor. Almanya'da Ballack'ın yokluğu bu maç belli olmadı ama üst turlarda onu çok arayacaklardır, zira orta sahada daha dinamik ve basklı oynayan takımlara karşı Khedira Ballack kadar iyi reaksiyon veremeyebilir. Ben bugün Löw'ün Klose yerine Cacau'yu ilk 11'de başlatmasını bekliyordum. Golü inanılmaz koklayan bir oyuncu zaten bunu da girer girmez golü bularak gösterdi. Eğer şans verilirse 5 golden aşağı tamamlamaz turnuvayı Cacau. Almanların oyun disiplinini işaret eden bir diğer nokta ise kanatlarda oynayan Müller - Podolski ikilisi(özellikle Podolski) Fransa'daki Ribery - Govou örneğinin tersine ceza sahasına çok fazla gelerek forveti destekledi. Yine bu girişleriyle birer gol de buldular ki bu 2 kanatlı 3 forvet sisteminde kanatların forveti desteklemesi çok büyük önem taşıyor, bunu da bir kez daha görmüş olduk.

Almanya grupta liderliğin en önemli adayı olduğunu hatta turnuvada iddiasının büyük olduğunu gösterdi bu akşam. Joachim Löw'ün elinde kulanabileceği çok geniş bir rotasyon yok ama bunun en az etkileyeceği takım, disiplini sayesinde Almanya. Avustralya için ise daha fazla söylenecek bir şey yok, büyük ihtimalle bu kez 2.turu göremeyecekler.

Hiç yorum yok: