25 Ağustos 2010 Çarşamba

DEVLER LİGİ'NE 1-2


Geçenlerde yazdığım "Galatasaray'da Umut Var Mı?" yazısında da belirttiğim üzere takımlar arasındaki farklar artık büyük değil. Genel moral-motivasyon durumu başarıya giden yolda en önemli faktörlerden biri olalı çok oldu. Takımların ve oyuncuların maç anındaki mental durumu dahi sonuçları beklenenden daha fazla etkiliyor artık. Dün akşam oynanan Şampiyonlar Ligi Play-Off Turu maçlarında da bunu çok net görme fırsatı yakaladık. 2006 ve 2007'nin üst üste 2 sene UEFA Kupası Şampiyonu Sevilla, son 2 yıldır büyük bir çıkış içerisinde olan Portekiz temsilcisi Braga'ya elendi. Daha 10 gün evvel sahasında Barcelona'yı yenmiş bir takımdı Sevilla. Turu geçemese dahi sahasında Braga önünde çok daha etkili olmasını bekliyordum. Sevilla'yı artık UEFA'da izleyeceğiz. Braga takımını Şampiyonlar Ligi'nde farklı bir gözle takip edip, bu dev arenadaki performansını görmemiz lazım. Mesut Özil'i gönderdikten sonra temposunu koruyup koruyamayacağını merak ettiğim Werder Bremen hafta sonu Hoffenheim önünde sürklase olmuştu deyim yerindeyse. 3-1'in avantajıyla İtalya'ya geldiler ama maçta bir ara 3-0 mağlup duruma düşerek UEFA'ya gitme tehlikesini enselerinde hissettiler. İlk maçta son dakikada gol atan Sampdoria gibi onlar da 90'da uzaktan golü atarak maçı uzatmaya taşıdılar ve uzatmada da güldüler. Açıkçası Sampdoria'yı Devler Ligi'nde görmeyi daha çok arzu ediyordum, o açıdan üzüldüm. Pazzini'nin bu takımda daha ne kadar kalacağını merak ettiğimi de not olarak düşeyim.

Dün akşam Basel, Sheriff karşısında turu rahat geçti. İlk maçı 1-0 kazanmıştı, ikinci maçta da 3-0 alarak İsviçre'nin Devler Ligi'ne en alışık takımı olarak vizeyi aldılar. Kadroları Şampiyonlar Ligi için yeterli değil, en fazla UEFA'ya kalabilirler ama oynadıkları akıcı futbolu izlemek zevkli olacak. Sheriff için de bir şeyler söylemek lazım. Çok yüksek ivmeyle olmasa da yükselen bir değer. Geçen sene UEFA'da Fenerbahçe ile aynı grupta olmalarıyla daha yakından tanıma fırsatı bulmuştuk Sheriff'İ. Bu sezon da gruplarda yer alacaklar. 2-3 seneye kadar adını daha sık duyabiliriz Moldova temsilcisinin. Beni Braga-Sevilla'dan sonra en çok şaşırtan eşleşme ise Anderlecht-Partizan oldu. Son dönemin en formda takımlarından olan, deplasmanda da avantajlı sonucu almış Anderlecht'in Partizan'a elenmesi beklenmeyen bir sonuç. Partizan'daki Cleo'ya dikkat etmek lazım, oldukça skorer bir isim. Partizan'da Şampiyonlar Ligi'ne katma değer yapabilecek bir takım değil. Bir diğer eşleşme de Hapoel Tel Aviv - Salzburg maçıydı. İlk maçta deplasmanda çok güzel bir sonuç alarak turu büyük ölçüde garantileyen Tel Aviv, evinde rölantide oynayıp beraberlik alarak gruplara kaldı. Bu takımın da kaleci Enyeama hariç Devler Ligi'ne verebileceği çok bir şey yok ama İsrail farklı bir coğrafya, Şampiyonlar Ligi'nin oralara gitmesi ara sıra da olsa gerekli. Eleme maçlar bu akşam taömamlanacak, Bursaspor'un da Avrupa puanıyla açık ara sonuncu olduğu ve 4.torbada yer alacağı kura çekimi yarın yapılacak, gruplar belirlenmiş olacak.

Hiç yorum yok: