7 Ağustos 2010 Cumartesi

SÜPER KUPA TRABZON'UN 3-0


Bir daha izleyebilir miyiz, izlersek ne zaman olacağını bilemeyeceğim bir karşılaşma oldu 2 Anadolu takımının Süper Kupa Finali. Lig Şampiyonu Bursaspor ile Kupa Şampiyonu Trabzonspor Süper Kupa'yı kazanabilmek için İstanbul'da çıktılar sahaya. 2 takımın hazırlık dönemini baz aldığımızda Bursaspor daha dengeli hazırlanmış gibiydi. Oynadığı takımlar olsun aldığı sonuçlar olsun daha umut vaat eden, Şampiyonlar Ligi'ne ciddiyetle hazırlanan bir takım hüviyetindeydi Ertuğrul Sağlam'ın ekibi. Trabzonspor ise zayıf takımlar karşısında şov yapan, güçlü takımlar karşısında ise sorun yaşayan bir görüntü sergiledi hazırlık kampı boyunca. Geçen sene hazırlık kampını oldukça iyi geçip ligde dökülen Hugo Broos'un ekibi gibi olmaktansa hazırlık kampında kötü olup ligde açılmak çok daha iyi tabii. Nitekim, daha iyi olmasını beklediğimiz Bursaspor'u rahat bir skorla yanerek yavaştan ısındığını gösterdi Trabzonspor.

Aslında karşılaşmaya Bursaspor daha istekli, azimli ve atak başladı. Bursalı oyuncular her noktada pres yapıp , Trabzonspor'u nefessiz bırakmaya çalıştı. O anlarda Ömer Erdoğan'ın kafa vuruşunun Serkan Balcı tarafından çizgiden çıkarılması maçın berabere devam etmesini dolayısıyla Trabzon'un ayakta kalmasını sağladı. Benim o dakikalarda asıl merak ettiğim nokta Bursaspor'un o hızlı temposunu maçın sonuna kadar aynı dolaylarda devam ettirip ettiremeyeceğiydi. Çünkü Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecek bir takımın oyunun %80'inde yüksek tempo yapması gerekiyor. Bu ligde başarılı olan 2001, 2002 senelerinin Galatasaray'ı olsun 2008 senesinin Fenerbahçe'si olsun Şamp. Ligi maçlarında yüksek tempoyla o başarıya ulaştı. Kadro kalitesi olarak bu takımların aşağısında olan Bursa'nın UEFA'ya gidebilmek için dahi oldukça tempolu oyuna ihtiyacı var. Nitekim Bursa maçın başındaki temposunu 2.yarının hiçbir anında ortaya koyamayarak henğz tam hazır olmadığını da gösterdi.

2.yarıda ise oyunu kazanmayı daha çok isteyen taraf Trabzonspor oldu. Şanlıurfa'daki Türkiye Kupası Finali'ndeki gibi basan, atak yapan bir takım vardı sahada. İlk yarıdaki görüntüyle alakası olmayan bu arzu da maçı Trabzonspor'a yaklaştırdı tabii. Ancak Trabzonspor'un ön tarafında ciddi sorun var. Topu belli bir noktaya getirseler dahi pivot santrafor olmadığı için kaleye yaklaşmakta zorlanıyorlar. Bu anlayışa ne Teofilo'nun ne de bugün alınan Jaja'nın çare olması kolay değil. Jaja analizinde de belirttiğim gibi bu oyuncu kesinlikle fayda sağlayabilecek bir isim ama tam olarak Trabzonspor'un aradığı adam değil. Teofilo da fizik ve teknik olarak oldukça yetersiz kalıyor. Gerçi sonunda şanssızlığını kırdı ve kupanın Trabzonspor'a gelmesini sağladı belki ama Şenol Hoca'nın bu gerçekleri göz önüne almasında fayda var. Trabzon savunmasında bugün ilk kez resmi maça çıkan Glowacki'yi ise inanılmaz beğendim. Müdahaleleri yerinde, kafa toplarında sağlam, risksiz oyunu tercih eden bir stoper. Trabzonspor savunmasına çok yardımcı olacak.

Kupayı kazanan Trabzonspor'u tebrik etmek lazım. 2 takımımızı da bu sezon 3 kulvarda zorlu bir süreç bekliyor. Gerçi Trabzonspor, Bursaspor daha Avrupa arenasına çıkmadan Avrupa'ya veda edecek gibi ama 2.yarıdaki tempolarını sezonun önemli bölümünde sergileyebilirlerse ligde önemli bir yer kapabilirler.

Hiç yorum yok: