27 Ağustos 2010 Cuma

DİBE VURDUK MU, DAHASI DA VAR MI?


Yazacak, bağıracak, saydıracak hatta sövecek çok şey çok adam var, ama önce bu kişilerin edeceğimiz hakaretlere değip değmeyeceklerini sorgulamamız gerekiyor. 90.dakikada 4.5 yıl sonra uyanan Aydın Yılmaz'ın attığı golle gelen bir tur olsaydı da gerçekler değişmeyecekti, 92'de yediğimiz, elenmemizi sağlayan golle de değişmedi nitekim. 2007 yazından beri Seyrantepe Türküsü tutturup takımın kalitesini yükseltmekten, Avrupa Şampiyonu bir takım yaratmaktan dem vuran yönetim, tam Seyrantepe'ye gideceğimiz yıl kemer sıkma politikalarını, 2012 kriterlerini hatırladı. Galatasaray taraftarı belki de kemer sıkmaya en alışkın taraftar, yine sıkarız ama kemer sıkmanın da adam gibi olanı var, bir raconu var. Önce taraftarı, kulübü havaya sokup sonra kemerden bahsedersen en hafif tabirle söylüyorum o kemerle senin ağzını burnunu dağıtırlar Adnan Polat. Avrupa'da 3 senedir Şubat'ı görerek verdiğimiz emekler de boşa gitti. 2.020 puanla tamamladığımız bu sezon 5 sene daha puanlarımızda yer alacak ve bizi inanılmaz bir şekilde aşağı çekecek. Bu saatten sonra yapılacak transferleri alın başınıza çalın demek istiyorum ama mantıklı bir şekilde baktığımda bu takıma transfer gelmezse ligi en iyi ihtimalle 6-10 arası bir sıralamada bitirecek, burası kesin. Adnan Polat, Frank Rijkaard ve onlar kadar suçlu olan futbolcularla transfer de yapılsa bu sene tekrar toparlanabilir miyiz bilmiyorum. Galatasaray daha 1 ayı geçmiş bu sezon başlangıcıyla en az 2-3 senesini daha kaybetti maalesef.

Artık açık açık söylüyorum, her zaman istikrardan yana olsam, 8-10 hatta 15 sene görevinin başında kalan teknik direktörlere imrensem de artık Frank Rijkaard'ı o kulübede görünce uyuz oluyorum. Frank Rijkaard hızlı, akıcı bir futbol oynatmak isteyebilir ama maalesef bunu Galatasaray takımıyla yapamayacağını 1 sene artı 1 ayda sezemedi. Bu işin bunu sezemeyen hocayla olmayacağını Adnan Polat yönetimi ne kadar sürede sezecek merak ediyorum.

Hafta sonu takım Eskişehir'de, ben de Eskişehir'deyim. Türkiye ve ortalama bir Türk yöneticiden daha fazlası olmadığını maalesef net olarak gördüğümüz Adnan Polat şartlarında burada alınacak bir galibiyet Rijkaard'ın ömrünü bir hayli uzatabilir. Şu ana kadar gittiğim hiçbir maçta puan kaybı yaşamasak da ilk defa sonuç anlamında ne olmasını istediğimi bilemiyorum. Maça gidişimin tek amacı, zor günde en sevdiğimin yanında olmak, hepsi bu!!!

Hiç yorum yok: