Şampiyonlar Ligi'nin önemli bir maçında bir Türk Hakem görmek çok güzel. Futbola önem veren bir ülke olarak başarıya bu sporda çok açız. Başarı denince akla ilk olarak takımlarımız gelse de Türk Hakemliği'nin durumunu düşününce, hakemlerimizin başarısına da takımlarımız kadar sevinmemiz gerekiyor. Şampiyonlar Ligi Yarı Finali'nde düdük çalan Ahmet Çakar'dan sonra bu seviyeye maalesef hakem çıkaramadık. Cüneyt Çakır bu yolda sağlam adımlarla ilerliyor, alkışlamak gerekir. Cüneyt Çakır'ın hakemliğini çok beğenir misin diye sorsalar, "iyi hakem ama 10 numara değil" derim ancak demek ki UEFA çok beğeniyor ve sürekli önemli maçlarda görev veriyor. Bu yolda ilerlerse 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası içinde kendine yer bulabilir. Bu da yine 1996'da bu görevi yapan Ahmet Çakar'dan tam 16 yıl sonra bizim adımıza büyük başarı olur. Bir kez daha tebrikler ve teşekkürler Cüneyt Çakır.
Maça gelirsek, tipik Barcelona maçından ziyade tipik bir Rubin Kazan maçı izledik. Normalde de çok hızlı oynamayan Rubin Kazan, güçlü takımlarla oynadığı maçlarda hızını iyice azaltıyor. Bunun yanında Barca'da Messi'nin olmaması bu takımı özellikle hız ve düşünme kapasitesi bakımından olması gerektiğinden fazla etkiliyor. Kontra atağa çıkmaya çalışan Rubin Kazan, Alves'in savunmada her zaman yaptığı dikkatsizliklerden birinde penaltı ile öne geçmeyi başardı. Golden sonra oyunda değişen çok fazla bir şey olmadı. Yine Barca üstünlüğünde oynanan yavaş futbol vardı, bir de Rubin'li oyuncuların Cüneyt Hoca'yı etki altına alma çabaları... 2.yarıda bu kez Barcelona penaltı ile golü buldu. Aslında Kazan, oyuna girdikten sonra Martins ile Barca savunmasını bir parça zorlamayı başardı ama bu 2.gol için yeterli olmadı. Barcelona'da Messi oyuna girdikten sonra birkaç pozisyon buldu ama her zaman çok beğendiğim kaleci Rhyzkov oldukça başarılıydı. Maçta en çok dikkatimi çeken nokta Fox Sports spikerinin R.Kazan teknik direktörü K.Berdyev için "religious coach (dini hoca)" ifadesini kullanmasıydı, gülümsetti. Cüneyt Hoca ile başladık onunla bitirelim. Bu seviyede aldığı ve 2 penaltı çaldığı maçı küçük hatalar dışında oldukça iyi tamamladı. UEFA, hocaya bu tarz maçları bu performanstan sonra daha büyük güvençle verecektir.
Maça gelirsek, tipik Barcelona maçından ziyade tipik bir Rubin Kazan maçı izledik. Normalde de çok hızlı oynamayan Rubin Kazan, güçlü takımlarla oynadığı maçlarda hızını iyice azaltıyor. Bunun yanında Barca'da Messi'nin olmaması bu takımı özellikle hız ve düşünme kapasitesi bakımından olması gerektiğinden fazla etkiliyor. Kontra atağa çıkmaya çalışan Rubin Kazan, Alves'in savunmada her zaman yaptığı dikkatsizliklerden birinde penaltı ile öne geçmeyi başardı. Golden sonra oyunda değişen çok fazla bir şey olmadı. Yine Barca üstünlüğünde oynanan yavaş futbol vardı, bir de Rubin'li oyuncuların Cüneyt Hoca'yı etki altına alma çabaları... 2.yarıda bu kez Barcelona penaltı ile golü buldu. Aslında Kazan, oyuna girdikten sonra Martins ile Barca savunmasını bir parça zorlamayı başardı ama bu 2.gol için yeterli olmadı. Barcelona'da Messi oyuna girdikten sonra birkaç pozisyon buldu ama her zaman çok beğendiğim kaleci Rhyzkov oldukça başarılıydı. Maçta en çok dikkatimi çeken nokta Fox Sports spikerinin R.Kazan teknik direktörü K.Berdyev için "religious coach (dini hoca)" ifadesini kullanmasıydı, gülümsetti. Cüneyt Hoca ile başladık onunla bitirelim. Bu seviyede aldığı ve 2 penaltı çaldığı maçı küçük hatalar dışında oldukça iyi tamamladı. UEFA, hocaya bu tarz maçları bu performanstan sonra daha büyük güvençle verecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder