13 Eylül 2010 Pazartesi

12 KERE HELAL OLSUN


Turnuva öncesi "2.lik sizin, hiç oynamayalım" dense kabul etmeyecek kimse yoktu bu ülkede, oyuncular dahil. Son yıllarda, 2004'ten beri hedefi ev sahibi olduğumuz 2010 koymuş ama hedefe yönelik hiçbir başarı elde edememiştik. 2005, 2007 ve 2009 Avrupa Şampiyonaları boşa gitmişti, 2006 yılını dışarda bırakıyorum zira o sene hem Ümitler Avrupa Şampiyonası hem de A Milli Dünya Şampiyonası'nda halen hafızalarda olan güzel maçlar oynadık, zaferler kazandık. Ama bu sene yaptığımız bambaşka, 2001'den de, 2006'dan da ayrı. 2001'de evimizde düzenlediğimiz Avrupa Şampiyonası'nda her maçı son anda 1-2 sayı farkla kazanarak yürüdük ileriye, finale geldik. 2006'da genç kadroyla umduğumuzdan fazlasını bulduk, 6.olduk. Ancak bu sene yarı final öncesi oynadığımız her rakibi erittik, demir olsa duramayacaktı karşımızda. Önümüzdeki 5 seneye ciddi damga vuracak Sırbistan karşısında maçta doğru düzgün öne geçemememize rağmen konsantrasyonumuzla kazandık, finale çıktık. Finaller, ah şu finaller... Son 9 yılda evimizde düzenlediğimiz 3. büyük turnuva bu. Ve hepsini finalde kaybettik. 2001'de Sırbistan-Karadağ, 2006 Ümitler Şampiyonası'nda Sırbistan-Karadağ ve 2010 Dünya Şampiyonası'nda Amerika Birleşik Devletleri... Son adımları atabilsek şu anda çok önemli 3 şampiyonluğumuz olacaktı belki ama bu mücadeleye de şapka çıkarmak lazım. En az o kadar büyük bir şapkayı da Kevin Durant için çıkarıyorum, bambaşka bir oyuncu çünkü. İnsana NBA 2004 oynarmış gibi hissettiriyor. O kadar üçlük isabetini ancak o oyunda bulabilirsiniz zira. Başta turnuvanın ilk 5'ine seçilen kaptanımız Hidayet olmak üzere tüm oyuncularımıza, Irmak Kazuk'a kadar emeği geçen herkese teşekkürler, rüya gibi bir turnuva geçirdik. Bundan sonra önemli olan artık madalya alabilmek için ev sahibi olmayı beklememek. Türkiye Milli Takımı bazı şeyleri aşmalı, her yerde her şeyi yapabilen, madalya alabilen bir takım olmalıdır.

Tanjevic için ayrı bir paragraf açmak gerekir. Geçmiş yıllardaki hatalarındaki eleştirilerimiz hala geçerli. İyi yönetmedi başlarda 12 Dev Adam'ı. Ama gerek bu turnuvadaki formu gerekse turnuva öncesinde hastalık sürecindeki yiğitliği görmezden gelinemez. Tanjevic lider nasıl olmalıdırın dersini verdi oyuncularına, oyuncularsa dersten %100 nasıl verim alınır onu gösterdi. Bundan sonra takımda kalmalı mı, bence hayır, şimdi sıra sağlıkta derim ve çok eleştirdiğimiz Tanjevic'in hakkını da teslim ederim. Teşekkürler Montenegrin!!!

Hiç yorum yok: