2 Eylül 2010 Perşembe

TÜRKİYE 79 - 77 PORTO RİKO


Türk Takımlarının en büyük problemlerinden biri kazanılan önemli maçlardan hemen sonra aynı disiplini sağlayamamak, o büyük zaferdeki konsantrasyonu koruyamamaktır maalesef. Evimizde oynadığımız şampiyonada 30 yıl sonra ilk defa gerçekten harika oynayarak ve çok büyük konsantrasyon örneği vererek kazandığımız Yunanistan maçından sonra Porto Riko maçında ne yapacağımız çok önemli bir veri olacaktı. Evimizde oynuyor olsak da konsantrasyonumuz düştüğünde madalya için umutlanma şansımız yok, burası çok net. Porto Riko maçında Yunanistan maçındaki kadar büyük bir mücadele, özveri beklemek hayalcilik olurdu ama en az Porto Riko'yu durduracak, maçı onlara vermeyecek kadar mücadeleyi de sahaya yansıtmamız gerekiyordu. Bu mücadeleyi maçın 2.periyodu haricinde sahaya fazlasıyla yansıtmayı başardık. Maçın ilk yarısında bu turnuvada fazla bir varlık gösterememiş olmanın da etkisiyle bizden daha fazla isteyen bir Porto Riko vardı. İlk yarıda güçlü olmalarını kullanarak dış atışlarda oldukça isabetli attılar ve bizi etkisiz hale getirdiler. Ersan'ın dünün ardından etkisiz olması, Ramos'un bu maçta oldukça dominant oynaması ilk yarıda bizim istediklerimizi yapmamızı engelledi. Önemli bir noktada rakiplerimizin etkili kısalarının bizim karşımızda varlık gösterememesi. Kısa savunmasını gerçekten mükemmele yakın uyguluyoruz, bunda Ömer Onan'ın payı çok büyük. Dün Spanoulis bugünse JJ Barea alışkın olduğumuz performanslarının altında kaldılar.

Turnuvada bir takım her maçını iyi oynayacak diye bir kural yok. Ancak her maç savaşarak her maçı son ana kadar dengede götürmek büyük başarılara ulaşmak için şart. Bizim takımımız da başta Ömer Onan ve Hidayet Türkoğlu olmak üzere bunun çok güzel bir örneğini verdi 2.yarıda. Bu ikiliye boyalı alanda Kerem Gönlüm ve Semih Erden de ortak olunca ilk yarıda bize baskın çıkan ancak maçın sonlarına doğru yorulan Porto Riko karşısında istediğimiz sonuca ulaşmayı bildik. Turnuvada bizi en fazla zorlayacak nokta rakiplerden çok rotasyonumuzda yedeklerin asların yerini tam anlamıyla tutmaması. Bir K.Tunçeri bir Ersan bir Ömer Onan dışardayken takımımız çok zorlanıyor. Maçın son dakikasında aldığımız maçı tekrar tehlikeye sokmamız bizim için güzel bir uyarı oldu, hiçbir bölümde konsantrasyonumuzu ve maçın kontrolünü kaybetmemiz gerektiğini nasihatten ziyade musibet olarak gördük, neredeyse maçı kaybederek daha pahalı ödeyecektik bu eksikliği. Liderliği garantilediğimiz son maçta Çin karşısında olacağız. Barış Ermiş, Cenk Akyol, Oğuz Savaş gibi nispeten az dakika alan oyuncularımızı oynatacağımızı düşünüyorum. Buna rağmen maça gereken önemi vermeli, grupları namağlup tamamlamış bir takım olarak İstanbul'un yolunu tutmalıyız.

Hiç yorum yok: