19 Aralık 2010 Pazar

GALATASARAY KONYA’DA KAZANDI


Tarihinin en kötü ilk yarılarından birini, belki de en kötüsünü, deplasman galibiyetiyle kapattı Galatasaray. Devre arasına girerken averajının eksilerde kalması Galatasaray’ın ne durumda olduğunun en net göstergelerinden biri. Çok çabuk unutmak isteyeceği ama bir daha bu durumlara düşmemek için asla unutulmaması, çok önemli dersler çıkarılması gereken bir ilk yarı yaşandı Galatasaray adına. Galatasaray’ın bu sezon yenilgiyi sonuna kadar kanıksamış sistemine küçük bir müdahalede bulundu bu akşam teknik direktör Hagi. Bu akşam ismi herkesin ağzında olan Anıl Dilaver’in yanında Cem Sultan ve Musa Çağıran’ı da kadroya alarak gençleri hatırladı. Blogda A2 Takımı’na ve gençlere verilmesi gereken önemden defalarca bahsetmiştim, takip edenler hatırlar. Gençlere ve yerlilere verilen bu önem 2.yarıda da artarak devam ettirilmeli Gheorghe Hagi tarafından, hele ki Tugay Kerimoğlu gibi A2 Takımı’nı çok iyi bilen biri yanındayken.

Gençleri kadroya almanın yanında 1-2 oyuncunun mevkilerini değiştirerek takımda sirkülasyon yapmayı düşünmüş Galatasaray. Lucas Neill’ı sağ beke, Hakan Balta’yı orta sahaya çekmenin takıma belki yeni bir hava getirebileceği hesaplanmış. Karşısında Konyaspor gibi ligimizin hücum gücü en zayıf takımlarından biri olduğu için bu maçtan Galatasaray savunması hakkında bir görüş elde etmek fazla mümkün değil. Savunma anlamında sadece Neill’ın sağ bekten hücuma daha fazla destek verebildiğini, Çağlar Birinci’nin ise formayı almak için büyük bir hırsa sahip olduğunu rahatlıkla gözlemledik. Orta sahayı 2 savunma gücü ön planda olan(Cana, H.Balta), bir de hangi yönünün güçlü olduğunu anlaması zor olan oyuncuyla(Ayhan) tutmaya çalıştı Hagi. Az önce de belirttiğim gibi Konya’nın ofans gücü sınırlı olduğu için bunda da başarılı göründü. Ancak bu orta saha ve defansla Galatasaray’ın düzelmesi, istenilen seviyeye gelmesi mümkün değil, bunu herkes görüyor.

Bu maçta ancak Galatasaray’ın hücum gücü ve takım felsefesi değerlendirilebilir. Teknik Direktör Ziya Doğan’ın dahi kadronun yetersiz olduğunu defalarca söylediği Konyaspor karşısında bulması gerektiği kadar pozisyon bulamasa da diğer maçlardan daha üretken görünen bir Galatasaray vardı. İlk kez A Takım formasını hem de ilk 11’de giyen Anıl Dilaver, 2 kez Harry Kewell’ı pozisyona soktuktan sonra kendi girdiği pozisyonu gole çevirerek bulduğu şansı iyi değerlendirmiş oldu. Daha sonra Aydın Yılmaz’ı %100’lük gol pozisyonuna itmesi de cabası… Türkiye’de maalesef genç oyuncular çok fazla şans bulamıyor, bulduklarını değerlendirmek zorundalar. Anıl bu şansı iyi değerlendirdi. Her ne kadar Anıl Dilaver’in uzun vadede Galatasaray’ın direk santraforu olması konusunda ciddi şüphelerim bulunsa da, yıllardır A2 Takımı’nda oynayarak A Takım için hazır hale gelmiş, Ümit Milli Takım formasını kendi kulüp takımının A Takımı’nda oynamamasına rağmen giymiş bu oyuncu bu şansı hak ediyor. Hatta daha evvel dahi forma verilebilirdi. Anıl Dilaver’e ek olarak bu akşam yedek olan Cem Sultan, Musa Çağıran ve A2 Takımı’ndan Sinan Osmanoğlu, Berkin Arslan, Y. Onur Arıkan, Cumhur Yılmaztürk gibi oyuncular da ligin 2.yarısında A Takım için düşünülmelidir.

Hiç yorum yok: