Ankara’nın kuşkusuz en köklü iki takımını karşı karşıya getiren derbide gülen taraf 2-0 ile Gençlerbirliği oldu. Maça ve takımlara geçmeden önce, taraftarlara değinmek istiyorum. 19 Mayıs Stadı belki tam olarak dolu değildi belki ama gerek Ankaragücü gerekse Gençlerbirliği taraftarları boğazları elverdiğince takımlarını desteklediler. Zaten Ankaragücü taraftarı herkes tarafından biliniyor. Takımlarını hiçbir maçta yalnız bırakmayan Ankaragüçlüler saatli kale arkasını hınca hınç, karşı kale arkasının da yarısını doldurmuşlardı. 90 dakika boyunca takımlarını desteklerken 16. dakikada Bursaspor lehine bağırmayı da unutmadılar. Fazla taraftarı olmadığı iddia edilen Gençlerbirliği de yalnız değildi. Maraton tribününün hemen hemen tamamı doluydu. 40 kadar Gençlerbirliği taraftarı ise maçı karşı kale arkasında Ankaragücü taraftarlarıyla seyretti. Bu futbolmuz açısından olumlu bir not olarak gözüme çarptı.Karşılaşmada taraflar arasında atışmalar da yaşanmadı değil. Ankaragücü taraftarının Melih Gökçek lehindeki tezahüratı sonrası, sürekli yuf çeken Gençlerbirliği tarafı, gollerden sonra da Gökçek’e gönderme yapmayı unutmadı.
Karşılaşmaya geçecek olursak, öncelikle maç harika bir zeminde oynandı. Geçen sezonun Mart ayında zeminin çimle kaplı bölümü sahanın ancak yarısı oluyordu. Süni çimin gelecek sene değiştirilmesi düşünülüyor ancak alttan ısıtma olmayacaksa bu yine çok kötü zeminlerin habercisi demek. Zeminin gayet iyi olması, akıcı bir futbolu da beraberinde getirecekti, nitekim maç da iyi başladı. Gençlerbirliği daha atak gözüküyordu. Önde pivot olarak Kahe, arkadan da Troisi, Mustafa bazen de Soner ile gol arıyorlardı. Ankaragücü de önde Jaba gibi hızlı bir oyuncu ve kafa toplarında etkili De Nigris ile sonuca gitmeye çalıştı. İlk yarıda iyi bir mücadele olmasına rağmen, genç yetenek Soner Aydoğdu’nun Gençlerbirliği adına kaçırdığı pozisyon dışında heyecan yoktu. 2. Yarıya oldukça hızlı başlayan Gençlerbirliği, kaçırdığı birkaç pozisyonun ardından 63.dakikada genç forveti Mustafa ile öne geçti. Burada sol bek Momha’nın yaptığı ortanın güzelliğini de vurgulamamız gerek. Yenik duruma düşmesine rağmen Ankaragücü fazla pozisyon üretemedi. Bunda 4 defansla birlikte, Galatasaray’ın eski defansı Bouzid’in ön libero olarak defansa çok yakın gömülü biçimde oynamasının da payı büyüktü. Dakikalar geçtikçe açılan ama pozisyon üretemeyen A.Gücü karşısında oldukça rahat pas yapan G.Birliği son anlarda Troisi’nin gözümüzün pasını silen şık golüyle farkı 2’ye çıkardı ve 3 puanı kaptı.
Karşılaşmada Gençlerbirliği orta sahası oldukça verimliydi. Çok fazla faydalı olamayan forvet Kahe’ye rağmen, orta saha pozisyon üretmeyi başardı. Oldukça rahat pas yapan Troisi, Soner, Bilal Ankaragücü’ne zor anlar yaşattı. Burada Fenerbahçe maçında da izleyip beğenmediğim Jedinak’a değinmek istiyorum. Defansa yönelik bir orta saha oyuncusu olan Jedinak, çok yavaş ve müdahaleleri yetersiz. Bu oyuncu yerine sağ içe yakın olarak Mehmet Nas’ın kadroya girmesi hem direnci artıracak hem de sağ kanada daha da işlerlik kazandıracaktır. Defansta da oldukça sağlam duran Gençlerbirliği’nde kaptan İlhan ve Addo göbekte oldukça dikkatliydiler. Bekler Hakan ve Momha da hem savunmada hata yapmadı hem de hücuma destek verdi. Özellikle Momha duran toplarda da çok etkili.
Ankaragücü’nün en başarılı oyuncusu tartışmasız kaleci Serkan’dı. Yediği ilk golde Türk kalecilerin her zaman yaptığı zamanlama hatasına düşen Serkan’ın maç boyunca başka hatası olmadı bilakis süper kurtarışlar yaptı. Orta sahada Semavi Özgür de hem pas alış-verişleri, hem de takımını atağa kaldırmasıyla çok göze batan bir oyuncu. Ankaragücü’nde başka sivrilen oyuncu olmaması mağlubiyeti getiren sebeplerden biriydi. Takım kimyası açısından Hakan Kutlu’nun biraz daha çalışması gerekecek.
Bu sonuçtan sonra, her ne kadar tam olarak tehlike geçmese de G.Birliği üst sıralara göz kırparken, Ankaragücü iyiden iyiye ateş çemberinin içinde kaldı. 100. senesinde taraftarıyla üst sıraları hedeflemeyi arzulayan Ankaragücü öncelikle ligde kalmak için çok çalışmalı.
Hakem Koray Gençerler maça ağırlığını bir türlü koyamadı, verdiği kararlarda takdir haklarını Ankaragücü’nden yana kullandı. Bu kadar güzel bir zemin ve hava bulmuşken hakemlerimiz biraz daha dikkatli olmalı.
Karşılaşmaya geçecek olursak, öncelikle maç harika bir zeminde oynandı. Geçen sezonun Mart ayında zeminin çimle kaplı bölümü sahanın ancak yarısı oluyordu. Süni çimin gelecek sene değiştirilmesi düşünülüyor ancak alttan ısıtma olmayacaksa bu yine çok kötü zeminlerin habercisi demek. Zeminin gayet iyi olması, akıcı bir futbolu da beraberinde getirecekti, nitekim maç da iyi başladı. Gençlerbirliği daha atak gözüküyordu. Önde pivot olarak Kahe, arkadan da Troisi, Mustafa bazen de Soner ile gol arıyorlardı. Ankaragücü de önde Jaba gibi hızlı bir oyuncu ve kafa toplarında etkili De Nigris ile sonuca gitmeye çalıştı. İlk yarıda iyi bir mücadele olmasına rağmen, genç yetenek Soner Aydoğdu’nun Gençlerbirliği adına kaçırdığı pozisyon dışında heyecan yoktu. 2. Yarıya oldukça hızlı başlayan Gençlerbirliği, kaçırdığı birkaç pozisyonun ardından 63.dakikada genç forveti Mustafa ile öne geçti. Burada sol bek Momha’nın yaptığı ortanın güzelliğini de vurgulamamız gerek. Yenik duruma düşmesine rağmen Ankaragücü fazla pozisyon üretemedi. Bunda 4 defansla birlikte, Galatasaray’ın eski defansı Bouzid’in ön libero olarak defansa çok yakın gömülü biçimde oynamasının da payı büyüktü. Dakikalar geçtikçe açılan ama pozisyon üretemeyen A.Gücü karşısında oldukça rahat pas yapan G.Birliği son anlarda Troisi’nin gözümüzün pasını silen şık golüyle farkı 2’ye çıkardı ve 3 puanı kaptı.
Karşılaşmada Gençlerbirliği orta sahası oldukça verimliydi. Çok fazla faydalı olamayan forvet Kahe’ye rağmen, orta saha pozisyon üretmeyi başardı. Oldukça rahat pas yapan Troisi, Soner, Bilal Ankaragücü’ne zor anlar yaşattı. Burada Fenerbahçe maçında da izleyip beğenmediğim Jedinak’a değinmek istiyorum. Defansa yönelik bir orta saha oyuncusu olan Jedinak, çok yavaş ve müdahaleleri yetersiz. Bu oyuncu yerine sağ içe yakın olarak Mehmet Nas’ın kadroya girmesi hem direnci artıracak hem de sağ kanada daha da işlerlik kazandıracaktır. Defansta da oldukça sağlam duran Gençlerbirliği’nde kaptan İlhan ve Addo göbekte oldukça dikkatliydiler. Bekler Hakan ve Momha da hem savunmada hata yapmadı hem de hücuma destek verdi. Özellikle Momha duran toplarda da çok etkili.
Ankaragücü’nün en başarılı oyuncusu tartışmasız kaleci Serkan’dı. Yediği ilk golde Türk kalecilerin her zaman yaptığı zamanlama hatasına düşen Serkan’ın maç boyunca başka hatası olmadı bilakis süper kurtarışlar yaptı. Orta sahada Semavi Özgür de hem pas alış-verişleri, hem de takımını atağa kaldırmasıyla çok göze batan bir oyuncu. Ankaragücü’nde başka sivrilen oyuncu olmaması mağlubiyeti getiren sebeplerden biriydi. Takım kimyası açısından Hakan Kutlu’nun biraz daha çalışması gerekecek.
Bu sonuçtan sonra, her ne kadar tam olarak tehlike geçmese de G.Birliği üst sıralara göz kırparken, Ankaragücü iyiden iyiye ateş çemberinin içinde kaldı. 100. senesinde taraftarıyla üst sıraları hedeflemeyi arzulayan Ankaragücü öncelikle ligde kalmak için çok çalışmalı.
Hakem Koray Gençerler maça ağırlığını bir türlü koyamadı, verdiği kararlarda takdir haklarını Ankaragücü’nden yana kullandı. Bu kadar güzel bir zemin ve hava bulmuşken hakemlerimiz biraz daha dikkatli olmalı.
2 yorum:
Bu maç hakkında pek umudum yoktu açıkçası. Çok eksiği vardı Ankaragücü'nün 3 hafta kazanmıştık üstüste ortasahadaki eksikler yüzünden kaybettik bu maçı.
Serkan Kırıntılı müthiş kalecidir, ama gününde olursa. Olmadık goller yer bazen. Bazende Gençlerbirliği maçında olduğu gibi topları çıkarır. Adanaspor'da oynarken 17 yaşında Fenerbahçe'ye karşı oynamıştı sanırım. O maçtada potansiyelini göstermişti ve zorla 2-1 Fenerbahçe kazanmıştı maçı. Milli takımda kullanılabilir ama işte dengesizliği var biraz.
Serkan'da potansiyel gerçekten var. Ama dediğin gibi hatalar da yapıyor. 2005 U20 Dünya Kupası'nda kalemizi koruyordu. O turnuvada inanılmaz kurtarışlar yaptı ama Olexander Aliev'den yediği gol hala hafızalarımızda. Tuttuğu topu elinden kaçırmıştı. Bu tip hatalar ne yazık ki en iyi Türk kaleciler tarafından dahi yapılıyor.
Ankaragücü'ne gelince taraftara cidden yazık oluyor. Büyük bir destek verilmesine rağmen takımın hala alt sıralarda kalması onlar adına üzücü. Seneye 100. yılında umarım A.Gücü hak ettiği yerlere gelir.
Yorum Gönder