7 Temmuz 2010 Çarşamba

HOLLANDA 3-2 URUGUAY --- Hollanda Finalde


İnanılmaz tempolu futboluyla dünyayı mest ettiği, herkesin gözünün pasını sildiği turnuvalarda bırakalım kupa kazanmayı finale dahi yükselemeyen Hollanda, dengeli futbolu ön planda tuttuğu, takım savunmasına her zamankinden çok daha fazla önem verdiği bu turnuvada finale yükselmeyi başardı, belki kupayı da alacak. Baştan söylemek lazım, eski kupaların hatırına, Almanya - İspanya'dan kim gelirse gelsin benim gönlüm Hollanda'dan yana. Turnuva öncesi en önemli sürpriz adayı olarak gördüğüm Uruguay ile yarı finalde karşılaşan Hollanda 15-20 dakikalık bir vites yükselimi ile rakibini devirmeyi başardı.

Aslında karşılaşmaya 2 takım da dengeli, rakibi tartan, ölçülü bir anlayışla başladı. Ön tarafta Luis Suarez arkada Lugano gibi 2 eksiği olan Uruguay için aksi bir tercih hezimete dahi götürebilirdi. Hollanda ise bu turnuvada daha en başından beri kontrol futbolunu benimseyen, tempoyu özellikle maçın başında yükseltmekten yana olmayan bir takım. Guus Hiddink, Frank Rijkaard, Dick Advocaat, Marco Van Basten hepsi de Hollanda'nın alışılagelmiş tempolu anlayışını benimsemişti. Bert Van Marwijk'ın Hollanda'sı ise bu yeni anlayışıyla belki diğerleri kadar tat vermiyor ama sonucu almayı da başarıyor. Bu tatsız anlayışın üstüne bugün sağ bekte Boulahrouz oynadı, hücuma fazla çıkamayan bir bek olunca saçın bir ayağı daha kırılmış oldu Hollanda adına. Dünyanın şu anda belki de en formda adamı Robben de tutuk olunca ilk yarıda Hollanda etkili olamadı. Van Brockhorst'un Hagi'nin yıllar önce Monaco'ya attığı golü anımsatan harika vuruşu birkaç dakikalığına beni o zamanki Galatasaray'a götürdü. Harika bir gol oldu, bugün maçı katleden Ömer Üründül'ün belki de tek doğru yorumu da golün turnuvanın en güzel golü olduğunu söylemesi oldu. Bugün yokları oynayan bir başka isim Forlan da uzaktan güzel bir gol atınca ilk yarı kısır ama 2 hoş golün atıldığı bir devre olarak bitti.
Devre arasında Hollanda'nın 2.yarıda ağırlığını koyacağını ve maçı çok da zorlanmadan kazanacağını düşündüm. De Zeeuw'un yerine Vaart'ın girmesi beni biraz şaşırttı ve aslında bu değişiklik Hollanda'yı sadece şeklen öne doğru taşıdı. Ön libero De Zeeuw'un olmaması Uruguay'ın çok daha sağlam bir direnç göstermesini sağladı orta sahada. Turnuvanın prenslerinden Sneijder yine mucize bir gol atmasa işler Hollanda için oldukça zorlaşabilirdi sonlara doğru. Bu golden sonra daha rahat bir Hollanda izledik. Özellikle atılan 3.gol tam bir Hollanda golü. Güzel paslaşmalardan sonra iyi bir orta ve enfes bir kafa vuruşu. Robben'in bu derece iyi kafa vuruşu yapabildiğini bilmiyordum açıkçası.

Uruguay'ın buraya kadar gelebilmiş olması da bence çok büyük başarı. Bir yerde bizim 2002'deki başarımzı tekrarladılar. Hollanda ise 3.kez finale kaldı, artık ilk kupasını almak istiyor tabii. Çok büyük teknik adamların, çok çok büyük oyuncuların zamanında 2 kez başaramadığını Bert Van Marwijk - Arjen Robben ikilisi başarabilecek mi, pazar günü göreceğiz.

Hiç yorum yok: